Gökkubbe altında önceden söylenmemiş sözün kalmadığı tüm insanlığın malumudur. Dolayısıyla neyi söylediğimizin değil de nasıl söylediğimizin önem kazanacağını da öğrenme olgunluğuna kavuştuk. Bu nedenledir ki kitabın adı özellikle seçilmiştir:
“Ben Kimim?”
Bağlantılı ikinci başlık ise:
“Yazarın Soytarılığı”
Bu ironik itiraz da bilgi kirletilmesine “Yazar” sıfatıyla dâhil olunmasına ilişkin bir göndermedir.
“Ya doğru bildiğimiz yanlışlar üzerine ya da yanlış bildiğimiz doğrular üzerine yazmaya çalıştım” diyor, Sami Günal. “Okuyucu ‘Ben de bunu diyordum' derse, kitabı amacına ulaşmış” sayacak.
Okuyucuyu sıkmamak ve okumaları sıcak bir hava içinde süreğen kılmak için sohbet üslubunu yeğlemiştir.
“Yazın türlerinin birbiri arasında geçişkenliği edebiyat kuramcılarımızın da kabullendiği bir olgudur. Bu nedenle tüm yazıları bir tür üzerinde tanımlamak doğru değildir.
Yazarımız, “kitabın türü hakkında bir tanımlamaya ihtiyaç duyulacaksa ‘Öyküsel Denemeler' olabilir” demektedir...
Gökkubbe altında önceden söylenmemiş sözün kalmadığı tüm insanlığın malumudur. Dolayısıyla neyi söylediğimizin değil de nasıl söylediğimizin önem kazanacağını da öğrenme olgunluğuna kavuştuk. Bu nedenledir ki kitabın adı özellikle seçilmiştir:
“Ben Kimim?”
Bağlantılı ikinci başlık ise:
“Yazarın Soytarılığı”
Bu ironik itiraz da bilgi kirletilmesine “Yazar” sıfatıyla dâhil olunmasına ilişkin bir göndermedir.
“Ya doğru bildiğimiz yanlışlar üzerine ya da yanlış bildiğimiz doğrular üzerine yazmaya çalıştım” diyor, Sami Günal. “Okuyucu ‘Ben de bunu diyordum' derse, kitabı amacına ulaşmış” sayacak.
Okuyucuyu sıkmamak ve okumaları sıcak bir hava içinde süreğen kılmak için sohbet üslubunu yeğlemiştir.
“Yazın türlerinin birbiri arasında geçişkenliği edebiyat kuramcılarımızın da kabullendiği bir olgudur. Bu nedenle tüm yazıları bir tür üzerinde tanımlamak doğru değildir.
Yazarımız, “kitabın türü hakkında bir tanımlamaya ihtiyaç duyulacaksa ‘Öyküsel Denemeler' olabilir” demektedir...