"Bazen öyle olur. Nadiren olur. Bir şair "belirir". Bir resmin belirmesi gibi. Birdenbire değil, ağır ağır da sayılmaz, ama tam zamanında 'belirir': Kıvam, tartım ve buna benzer şeylerle, hem 'oluşur' hem 'olur'. Benim Nazmi Ağıl adlı şaire ilişkin gözlemim budur. Kumaş, ilk metresinden belli olur, tren burnunu gösterdiğinde ardında kaç vagon taşıdığı belli olur, bunlardan da Nazmi Ağıl'ın kumaşının has olduğu, yola donanımlı ve dolu çıktığı anlaşılmalıdır. Elbetteki etkisi uzun olacak, yeni şiirleri yayımladıkça üzerine daha çok konuşulacak bir şair..."
"Bazen öyle olur. Nadiren olur. Bir şair "belirir". Bir resmin belirmesi gibi. Birdenbire değil, ağır ağır da sayılmaz, ama tam zamanında 'belirir': Kıvam, tartım ve buna benzer şeylerle, hem 'oluşur' hem 'olur'. Benim Nazmi Ağıl adlı şaire ilişkin gözlemim budur. Kumaş, ilk metresinden belli olur, tren burnunu gösterdiğinde ardında kaç vagon taşıdığı belli olur, bunlardan da Nazmi Ağıl'ın kumaşının has olduğu, yola donanımlı ve dolu çıktığı anlaşılmalıdır. Elbetteki etkisi uzun olacak, yeni şiirleri yayımladıkça üzerine daha çok konuşulacak bir şair..."