Rus asıllı bir yazarın, Rusların Fin halkına yaptıkları baskı politikasını yazması, kitabın en orijinal tarafı olsa gerektir. Dünya bir asırdır bu kitabı okuyor... Beyaz Zambaklar Ülkesinde; hem Finlerin, hem Bulgarların, hem de Türk milletinin ulusal bilinç elde etmesinde rol oynar. Bulgar yazar G. Baltaciev; Beyaz Zambaklar Ülkesinde hakkında, Naradna Tzelina dergisinde şunları yazmıştır: "İnanıyorum ki, biz Bulgarlar bir ulus olarak topyekun olduysak, bunu Grigory Petrov'un kütüphanelerimizdeki eserlerine borçlu olduğumuzu iftiharla söyleyebiliriz. İnanıyorum ki, çok yakında Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabın, herhangi bir okul veya millet kütüphanesinde bulunmayışını suç olarak kabul edeceğiz. Millet adına yazılmış böyle bir kitap, enderdir. Bu kitap, herkes için değerli ve yararlıdır. Kitabı okuduğunuzda yazarın sizi nasıl sürüklediğini, kanatlandırdığını hissedeceksiniz." (...) Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Türkçeye çevrildiğinde Türk basını tarafından ilgiyle karşılanır ve kitaptan övgüyle bahseder. Milli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Mehmet Emin Bey'in Hayat mecmuasının 74. sayısında kitaptan övgüyle bahsettiği yazısı şöyledir: "Elimde olsa; Haydarpaşa-Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım. Öğretmen olsaydım; çocuklara bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken, evlerde konuşulanları tekrarlatırken, (yeme-içme, giyim-kuşam) tarzlarını gösterirken, Grigory Petrov'un kitabından sayfalar okurdum. Komutan olsaydım; askerlerimin toplandıkları koğuşlara bu kitabın bazı sayfalarını kopya eder ve asardım." (...) Kitap, Müdafaa-i Milliye Vekâleti (Milli Savunma Bakanlığı) tarafından askerlere tavsiye edilir. Yine Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından da öğretmen okullarının son dönem mezunlarına birer adet hediye edilir. Kitap, Bulgarcadan Türkçeye 1928'de çevrildi. M. Kemal'in bu kitapla nasıl tanıştığı bilinmiyor ama bu kitaptan çok etkilendiği ve kitabı özellikle askeri okulların eğitim müfredatında okutulmasını emrettiği bilinir. Modernleşen Türkiye'de Türk diliyle yazılmış ve en çok okunan kitaplar arasına girmiştir.
Rus asıllı bir yazarın, Rusların Fin halkına yaptıkları baskı politikasını yazması, kitabın en orijinal tarafı olsa gerektir. Dünya bir asırdır bu kitabı okuyor... Beyaz Zambaklar Ülkesinde; hem Finlerin, hem Bulgarların, hem de Türk milletinin ulusal bilinç elde etmesinde rol oynar. Bulgar yazar G. Baltaciev; Beyaz Zambaklar Ülkesinde hakkında, Naradna Tzelina dergisinde şunları yazmıştır: "İnanıyorum ki, biz Bulgarlar bir ulus olarak topyekun olduysak, bunu Grigory Petrov'un kütüphanelerimizdeki eserlerine borçlu olduğumuzu iftiharla söyleyebiliriz. İnanıyorum ki, çok yakında Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabın, herhangi bir okul veya millet kütüphanesinde bulunmayışını suç olarak kabul edeceğiz. Millet adına yazılmış böyle bir kitap, enderdir. Bu kitap, herkes için değerli ve yararlıdır. Kitabı okuduğunuzda yazarın sizi nasıl sürüklediğini, kanatlandırdığını hissedeceksiniz." (...) Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Türkçeye çevrildiğinde Türk basını tarafından ilgiyle karşılanır ve kitaptan övgüyle bahseder. Milli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Mehmet Emin Bey'in Hayat mecmuasının 74. sayısında kitaptan övgüyle bahsettiği yazısı şöyledir: "Elimde olsa; Haydarpaşa-Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım. Öğretmen olsaydım; çocuklara bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken, evlerde konuşulanları tekrarlatırken, (yeme-içme, giyim-kuşam) tarzlarını gösterirken, Grigory Petrov'un kitabından sayfalar okurdum. Komutan olsaydım; askerlerimin toplandıkları koğuşlara bu kitabın bazı sayfalarını kopya eder ve asardım." (...) Kitap, Müdafaa-i Milliye Vekâleti (Milli Savunma Bakanlığı) tarafından askerlere tavsiye edilir. Yine Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından da öğretmen okullarının son dönem mezunlarına birer adet hediye edilir. Kitap, Bulgarcadan Türkçeye 1928'de çevrildi. M. Kemal'in bu kitapla nasıl tanıştığı bilinmiyor ama bu kitaptan çok etkilendiği ve kitabı özellikle askeri okulların eğitim müfredatında okutulmasını emrettiği bilinir. Modernleşen Türkiye'de Türk diliyle yazılmış ve en çok okunan kitaplar arasına girmiştir.