Usulca yürüyordum deniz kenarında. Aylardan mayıs. Akşam üzeri. Hafif rüzgâr esiyor; üşütmeden... Üzerimde yazılı taytım ve güneş gözlüklerim. Sanırım akşam güneşini kapatacak tek şeydi çerçeveler.
Veya güneşten ziyade insanların; gözlerimin çöküşünü görmesini istemiyordum. Hatırlamıyorum... Yahut yine emin değildim. Sonra yine her zamanki gibi oturdum bir bankın üzerine, etraftaki onlarca sesi duymuyorum. Cümleler buğulanıyor. Ve ben yine aptalca düşünüyorum...
Usulca yürüyordum deniz kenarında. Aylardan mayıs. Akşam üzeri. Hafif rüzgâr esiyor; üşütmeden... Üzerimde yazılı taytım ve güneş gözlüklerim. Sanırım akşam güneşini kapatacak tek şeydi çerçeveler.
Veya güneşten ziyade insanların; gözlerimin çöküşünü görmesini istemiyordum. Hatırlamıyorum... Yahut yine emin değildim. Sonra yine her zamanki gibi oturdum bir bankın üzerine, etraftaki onlarca sesi duymuyorum. Cümleler buğulanıyor. Ve ben yine aptalca düşünüyorum...