İbn Rüşd, Bidayetü'lMüctehid'de, hem kitabın bütünü, hem de incelediği her bir kitap açısından, son derece sistemli bir yol izler. Her kitabın başında, ele alacağı konuları belirtir. Konuları işlemeye başlayınca, müctehidlerin ittifak ettiği noktaları belirterek söze başlar.
Daha sonra da ihtilaf ettikleri meseleleri ele alır. İhtilaf edilen meselelerde, belirleyebildiği bütün müctehidlerin görüşlerini tasnifli bir biçimde sunar. “Bu ihtilafın sebebi” klişesiyle, ihtilaflarının kaynağını belirtir. Her görüşün dayanağını ve iç tutarlılığını ya da tutarsızlığını belirttikten sonra, doğruya yakın gördüğü görüşü tercih eder; bazan da tamamen kendine has yeni bir görüş ortaya koyar.
İbn Rüşd, genel olarak Maliki mezhebine bağlı olmakla birlikte, iç tutarlılığı açısından sakat gördüğü noktalarda bu mezhebi eleştirmekten de geri kalmaz. Ele aldığı konuları seçerken, ayet ve hadislerde açıkça belirtilmiş (=mantuk) ya da bu belirtilenlerle ilgili olup kendileri hakkında açık bir düzenleme bulunmayan (=meskut) konuları ele almaya ve bu çerçevenin dışına taşmamaya büyük bir özen gösterir. Ayrıca, kendi zamanında tartışma konusu olan ilgi çekici meselelere de yer verir.
İbn Rüşd, Bidayetü'lMüctehid'de, hem kitabın bütünü, hem de incelediği her bir kitap açısından, son derece sistemli bir yol izler. Her kitabın başında, ele alacağı konuları belirtir. Konuları işlemeye başlayınca, müctehidlerin ittifak ettiği noktaları belirterek söze başlar.
Daha sonra da ihtilaf ettikleri meseleleri ele alır. İhtilaf edilen meselelerde, belirleyebildiği bütün müctehidlerin görüşlerini tasnifli bir biçimde sunar. “Bu ihtilafın sebebi” klişesiyle, ihtilaflarının kaynağını belirtir. Her görüşün dayanağını ve iç tutarlılığını ya da tutarsızlığını belirttikten sonra, doğruya yakın gördüğü görüşü tercih eder; bazan da tamamen kendine has yeni bir görüş ortaya koyar.
İbn Rüşd, genel olarak Maliki mezhebine bağlı olmakla birlikte, iç tutarlılığı açısından sakat gördüğü noktalarda bu mezhebi eleştirmekten de geri kalmaz. Ele aldığı konuları seçerken, ayet ve hadislerde açıkça belirtilmiş (=mantuk) ya da bu belirtilenlerle ilgili olup kendileri hakkında açık bir düzenleme bulunmayan (=meskut) konuları ele almaya ve bu çerçevenin dışına taşmamaya büyük bir özen gösterir. Ayrıca, kendi zamanında tartışma konusu olan ilgi çekici meselelere de yer verir.