"Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'i, Andre Gide'in Pastoral Senfoni'si ya da Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz'i, bütün bu içimize işleyen kısa yapıtlar güçlerini hafifliklerinden ve sadeliklerinden alıyor. Onları derinleştiren ve dokunaklı bir hale getiren hafifliğe ve duruluğa yazarımızın uslubu da ustalıkla yaklaşıyor ve ortaya ikindi sessizliğinden yapılmış gibi duran bir metin çıkarıyor. Bir genç kızın kayıp gün (lüğ)üğünden yola çıkıp yaşamın bizi bir ışıga boğan bir kör karanlıkta bırakan gerçeğini içimizde şiddetle duyumsattırarak bize bir yaşamöyküsü anlatıyor. Post-modernist bir kurmaca mı yoksa bir yaşamöyküsünün aktarımı mı bilmiyoruz. Bildiğimiz şu ki, bu kitapta gerçeği de kurmacayı da aşan bir yaşamöyküsü var...."
"Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'i, Andre Gide'in Pastoral Senfoni'si ya da Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz'i, bütün bu içimize işleyen kısa yapıtlar güçlerini hafifliklerinden ve sadeliklerinden alıyor. Onları derinleştiren ve dokunaklı bir hale getiren hafifliğe ve duruluğa yazarımızın uslubu da ustalıkla yaklaşıyor ve ortaya ikindi sessizliğinden yapılmış gibi duran bir metin çıkarıyor. Bir genç kızın kayıp gün (lüğ)üğünden yola çıkıp yaşamın bizi bir ışıga boğan bir kör karanlıkta bırakan gerçeğini içimizde şiddetle duyumsattırarak bize bir yaşamöyküsü anlatıyor. Post-modernist bir kurmaca mı yoksa bir yaşamöyküsünün aktarımı mı bilmiyoruz. Bildiğimiz şu ki, bu kitapta gerçeği de kurmacayı da aşan bir yaşamöyküsü var...."