Bir Asırlık Kan Davası : Tehcir ve Propaganda (1915-2015) Ermeni Meselesine Dair Bir Gencin Günlüğü

Stok Kodu:
9786054977239
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054977239
476292
Bir Asırlık Kan Davası : Tehcir ve Propaganda (1915-2015)
Bir Asırlık Kan Davası : Tehcir ve Propaganda (1915-2015) Ermeni Meselesine Dair Bir Gencin Günlüğü
15.00

Kendimi bildim bileli bu kitabın konusu olan Ermeniler ile birlikte yaşadım. Onlarla birlikte oyunlar oynadım, aynı okullara gittim. Oturduğum semtlerden dolayı onlarla günlük hayatımın her evresinde beraber oldum. Çocukluğum, Nvart Amca'dan çokomel, Ani Teyze'den paskalya çöreği almakla geçti. Yıllar geçtikçe, onlarla ilişkilerim daha derinleşti. Yeşilköy'de futbol oynarken en yakın arkadaşım Rober'di. Ya da ilk aşkım Patricia adında ela gözlü bir Ermeni kızıydı…

Önümde iki yol vardı. Ya Ermeniler ile münasebetlerimi, bu konuya girmeden, hiç yaşanmamış, konuşulmamış olarak devam edecektim. İlişkilerimi gündelik hayata indirerek, bu mesele ile ilgili iki kelam etmeyecektim. Ya da bu meselenin üstüne giderek, söylemediklerini konuşarak kendi çapımda bir yüzleşmeye gidecektim.
Zor olanı seçtim, her ne kadar bunun bedelini 40 yıllık dostlukların bitmesiyle ödemiş olsam da…

Bu çalışmada, Ermeni Meselesi hakkında bugüne kadar su yüzüne çıkmamış yeni bilgileri veya iddiaları, olayları değerlendirirken “ölü sayıcılığı” yapmadığım için de matematiksel verileri, ona bağlı tabloları, şablonları bulamazsınız… Bu kitabı okurken karşılaşacağınız, sadece gerçeklerin peşinden giden bir gencin, bu yolda ilerlerken yaşadıkları, öğrendikleri, tecrübeleri ve en önemlisi bu esnada hissettikleridir.

“Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. Doğru olmayan şeyler yaptım deme, doğruluğu tut. O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. Doğruluk Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar…”

- Hz.Mevlana

Kendimi bildim bileli bu kitabın konusu olan Ermeniler ile birlikte yaşadım. Onlarla birlikte oyunlar oynadım, aynı okullara gittim. Oturduğum semtlerden dolayı onlarla günlük hayatımın her evresinde beraber oldum. Çocukluğum, Nvart Amca'dan çokomel, Ani Teyze'den paskalya çöreği almakla geçti. Yıllar geçtikçe, onlarla ilişkilerim daha derinleşti. Yeşilköy'de futbol oynarken en yakın arkadaşım Rober'di. Ya da ilk aşkım Patricia adında ela gözlü bir Ermeni kızıydı…

Önümde iki yol vardı. Ya Ermeniler ile münasebetlerimi, bu konuya girmeden, hiç yaşanmamış, konuşulmamış olarak devam edecektim. İlişkilerimi gündelik hayata indirerek, bu mesele ile ilgili iki kelam etmeyecektim. Ya da bu meselenin üstüne giderek, söylemediklerini konuşarak kendi çapımda bir yüzleşmeye gidecektim.
Zor olanı seçtim, her ne kadar bunun bedelini 40 yıllık dostlukların bitmesiyle ödemiş olsam da…

Bu çalışmada, Ermeni Meselesi hakkında bugüne kadar su yüzüne çıkmamış yeni bilgileri veya iddiaları, olayları değerlendirirken “ölü sayıcılığı” yapmadığım için de matematiksel verileri, ona bağlı tabloları, şablonları bulamazsınız… Bu kitabı okurken karşılaşacağınız, sadece gerçeklerin peşinden giden bir gencin, bu yolda ilerlerken yaşadıkları, öğrendikleri, tecrübeleri ve en önemlisi bu esnada hissettikleridir.

“Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. Doğru olmayan şeyler yaptım deme, doğruluğu tut. O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. Doğruluk Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar…”

- Hz.Mevlana

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat