Özellikle bizimkine benzer kültürlerde, öfkenin dışavurulması konusunda kadın ve erkek açısından bir çifte standart söz konusudur. Erkeğin öfkesini dışavurması "erkekçe" bir davranış olarak hoşgörülür, kabul edilir ve neredeyse desteklenirken, kadın, "kadınsı"lığından kaybetmek, ayıplanmak, "cadı"lıkla suçlanmak korkularıyla yetiştirildiğinden, öfkesini bastırmaya koşullandırılır. Dışavurulmayan arzular, kızgınlıklar, düşünceler zamanla tahrip edici bir güce dönüşür, en olmadık yerde patlayarak, kişinin iç dünyasını olduğu kadar çevresiyle ilişkilerini de yıkar geçer. Leyla Navaro, bu kitabında, kızgınlığın belirtilerine, içimizden gelen ve çevremizdekilerin gönderdiği işaretlere kulak vermenin önemini, kızgınlığımızı ifade etmenin yollarını ve bu tahripkar gücü nasıl olumlu bir enerjiye dönüştürebileceğini anlatıyor; yaşanmış örnek olaylardan yola çıkarak, ruhsal sağlığımızı korumanın ipuçlarını sunuyor.
Özellikle bizimkine benzer kültürlerde, öfkenin dışavurulması konusunda kadın ve erkek açısından bir çifte standart söz konusudur. Erkeğin öfkesini dışavurması "erkekçe" bir davranış olarak hoşgörülür, kabul edilir ve neredeyse desteklenirken, kadın, "kadınsı"lığından kaybetmek, ayıplanmak, "cadı"lıkla suçlanmak korkularıyla yetiştirildiğinden, öfkesini bastırmaya koşullandırılır. Dışavurulmayan arzular, kızgınlıklar, düşünceler zamanla tahrip edici bir güce dönüşür, en olmadık yerde patlayarak, kişinin iç dünyasını olduğu kadar çevresiyle ilişkilerini de yıkar geçer. Leyla Navaro, bu kitabında, kızgınlığın belirtilerine, içimizden gelen ve çevremizdekilerin gönderdiği işaretlere kulak vermenin önemini, kızgınlığımızı ifade etmenin yollarını ve bu tahripkar gücü nasıl olumlu bir enerjiye dönüştürebileceğini anlatıyor; yaşanmış örnek olaylardan yola çıkarak, ruhsal sağlığımızı korumanın ipuçlarını sunuyor.