Adını vatan koyduysak eğer, uğrunda çekilen çileye değer.
Biliyorum, yıllardır çektiğiniz acılar yüzünden hepinizin duyguları üşümüş, gözlerindeki fer, sözlerindeki sıcaklık azalmıştır. Bir umut, bir medet diye büyük bir merakla okuduğunuz yazılar, dinlediğiniz sözler karşılık bulmamış, okuma hevesinizi ve dinleme sabrınızı yok etmiştir.
Bu kitabı okuduğunuzda, neden “çok kırgınım biliyor musun” dediğimi çok daha iyi anlayacak ve hatta sizde bu slogana ortak olacaksınız. Ve eminim ki bundan sonra yaşadığınız en küçük bir sitemi bile birbirinize bu sloganla anlatacak ve belki de bundan daha ağır olan duygularınızla küllenmeye yüz tutmuş yüreklerinizdeki ateşi yeniden yakarak içinizi ısıtacaksınız.
Fakat kendi adıma tek eksikliğim, sizlerin bizzat yaşadığı, merak ettiği veya duyduğu ülkemizin hazin öyküsüne dair anlatımlarımda, yaşanmış olan daha nice kırgınlıkları, küskünlükleri ifade etmeye lügatim kafi gelmemiş ve dillendiremediğim tarafları olmuş olabilir. Beklentiniz dahilinde olan o enerjiyi oluşturma konusundaki eksikliğimi sizlerin tamamlayacağına yürekten inanıyor ve o “unutulan yaralarınızın” bir yerlerde birileri tarafından mutlaka sarılmaya çalışıldığını bilmenizi istiyorum.
Bu duygularla ele aldığım bu kitapta, umarım ki sizlerde oluşturmaya çalıştığım o enerjiyi oluşturabilmiş ve içtenlikle arzuladığım o “üşüyen duygularınızı” ısıtmanıza vesile olabilmişimdir.
İnsanı silkeleyen, üzerindeki tozu toprağı döken ve tam istediği gibi yeniden dirilteceğine inandığım bu kitap, beni oluşturmaya çalıştığım o haslete, sizleri de büyük bir özlemle beklediğiniz hayallerinize ulaştırması dileğiyle…
Adını vatan koyduysak eğer, uğrunda çekilen çileye değer.
Biliyorum, yıllardır çektiğiniz acılar yüzünden hepinizin duyguları üşümüş, gözlerindeki fer, sözlerindeki sıcaklık azalmıştır. Bir umut, bir medet diye büyük bir merakla okuduğunuz yazılar, dinlediğiniz sözler karşılık bulmamış, okuma hevesinizi ve dinleme sabrınızı yok etmiştir.
Bu kitabı okuduğunuzda, neden “çok kırgınım biliyor musun” dediğimi çok daha iyi anlayacak ve hatta sizde bu slogana ortak olacaksınız. Ve eminim ki bundan sonra yaşadığınız en küçük bir sitemi bile birbirinize bu sloganla anlatacak ve belki de bundan daha ağır olan duygularınızla küllenmeye yüz tutmuş yüreklerinizdeki ateşi yeniden yakarak içinizi ısıtacaksınız.
Fakat kendi adıma tek eksikliğim, sizlerin bizzat yaşadığı, merak ettiği veya duyduğu ülkemizin hazin öyküsüne dair anlatımlarımda, yaşanmış olan daha nice kırgınlıkları, küskünlükleri ifade etmeye lügatim kafi gelmemiş ve dillendiremediğim tarafları olmuş olabilir. Beklentiniz dahilinde olan o enerjiyi oluşturma konusundaki eksikliğimi sizlerin tamamlayacağına yürekten inanıyor ve o “unutulan yaralarınızın” bir yerlerde birileri tarafından mutlaka sarılmaya çalışıldığını bilmenizi istiyorum.
Bu duygularla ele aldığım bu kitapta, umarım ki sizlerde oluşturmaya çalıştığım o enerjiyi oluşturabilmiş ve içtenlikle arzuladığım o “üşüyen duygularınızı” ısıtmanıza vesile olabilmişimdir.
İnsanı silkeleyen, üzerindeki tozu toprağı döken ve tam istediği gibi yeniden dirilteceğine inandığım bu kitap, beni oluşturmaya çalıştığım o haslete, sizleri de büyük bir özlemle beklediğiniz hayallerinize ulaştırması dileğiyle…
