"... Benim için zar atıyorlardı. On iki yaşındaydım. İri yarı olan küfrederek kayalığın kenarına doğru ilerledi ve durup denize işedi. Diğeri ise dudaklarında o her zamanki güven verici ve babacan gülümsemesiyle bana yaklaştı. Bir eli yanağımı okşamak için uzandı. "Korkma..." dedi. Korkudan uzak bir öfkeyle o eli ısırdım; artık korku, yüreğimin derinliklerine gömdüğüm bir paçavradan başka bir şey değildi. Bakışları değişti, babacanlık yerini öfkeye bıraktı." Uğruna savaşlar yapılan, halkları birbirine düşüren kadın olarak yazdı tarih Helen'i. Oysa o sadece bir insandı. Ama taştan yapılmış bir insan. Bir Fahişenin Anıları Helen'in hikayesi kendi ağzından epik bir dille anlatan usta işi bir roman.
"... Benim için zar atıyorlardı. On iki yaşındaydım. İri yarı olan küfrederek kayalığın kenarına doğru ilerledi ve durup denize işedi. Diğeri ise dudaklarında o her zamanki güven verici ve babacan gülümsemesiyle bana yaklaştı. Bir eli yanağımı okşamak için uzandı. "Korkma..." dedi. Korkudan uzak bir öfkeyle o eli ısırdım; artık korku, yüreğimin derinliklerine gömdüğüm bir paçavradan başka bir şey değildi. Bakışları değişti, babacanlık yerini öfkeye bıraktı." Uğruna savaşlar yapılan, halkları birbirine düşüren kadın olarak yazdı tarih Helen'i. Oysa o sadece bir insandı. Ama taştan yapılmış bir insan. Bir Fahişenin Anıları Helen'in hikayesi kendi ağzından epik bir dille anlatan usta işi bir roman.