Sevgiyle değerlendirmemiz gereken bir kültürümüz, bir dilimiz, bir edebiyatımız var. Dahası tam da irfan kültürümüz işte budur diyebileceğimiz, bugün özgürce ve evrensel kucaklayıcılığı ile işleyebileceğimiz bir tasavvuf geleneğimiz söz konusu. Bu fikirden hareketle, felsefenin neden bir “gelenek işi” olduğunu gösteren yazı, bildiri ve mülâkatlardan oluşan ve tasavvuf geleneğimizin felsefî bir yaklaşımla tahlil edildiği “Bir Felsefe Geleneğimiz Var mı?”, Türkiye'de düşünme çabasını ciddiye alan herkesin cevaplaması gereken bir soruya dikkat çekiyor.
Sevgiyle değerlendirmemiz gereken bir kültürümüz, bir dilimiz, bir edebiyatımız var. Dahası tam da irfan kültürümüz işte budur diyebileceğimiz, bugün özgürce ve evrensel kucaklayıcılığı ile işleyebileceğimiz bir tasavvuf geleneğimiz söz konusu. Bu fikirden hareketle, felsefenin neden bir “gelenek işi” olduğunu gösteren yazı, bildiri ve mülâkatlardan oluşan ve tasavvuf geleneğimizin felsefî bir yaklaşımla tahlil edildiği “Bir Felsefe Geleneğimiz Var mı?”, Türkiye'de düşünme çabasını ciddiye alan herkesin cevaplaması gereken bir soruya dikkat çekiyor.