İkinci El
Susan Sontag kendisine meme kanseri teşhisi konduğunda, hastalıkla baş edebilmek için çoğu kez hastalık hakkındaki gerçekleri saptıran ve hastayı izole eden bir mit oluşturulduğunu fark etti. Newsweek dergisinin “Çağımızın en özgürleştirici kitaplarından biri” olarak tanımladığı bu kitapta Sontag, hastalıkları bu mitlerden arındırıp yüzyıllar boyunca kültürleri etkileyen gerçek önemini ortaya koydu. Bu yaklaşımını şöyle belirliyor:
“Ortaçağlardan beri frengi ve veba, 19. yüzyılda tüberküloz, 20. yüzyılda kanser, sonra AIDS. Anlaşılan toplumların, tarihin her döneminde, ‘kötülük'le özdeşleştirmek istedikleri ve suçu onun ‘kurbanları'na yıkacakları bir hastalığa ihtiyaçları mutlaka oluyor. Beni Metafor Olarak Hastalık kitabımı yazmaya götüren etken de, kanserli hastaların nasıl damgalandığını keşfetmem oldu. Hastalıklar ve onların tedavilerine yakıştırılan metaforların hepsi, eşit derecede iğrenç ve tahrif edici değildir. Benim yok edilip silindiğini görmeyi en çok (AIDS'in ortaya çıkışından beri daha da çok) istediğim metafor, askeri metaforlardır.”
İkinci El
Susan Sontag kendisine meme kanseri teşhisi konduğunda, hastalıkla baş edebilmek için çoğu kez hastalık hakkındaki gerçekleri saptıran ve hastayı izole eden bir mit oluşturulduğunu fark etti. Newsweek dergisinin “Çağımızın en özgürleştirici kitaplarından biri” olarak tanımladığı bu kitapta Sontag, hastalıkları bu mitlerden arındırıp yüzyıllar boyunca kültürleri etkileyen gerçek önemini ortaya koydu. Bu yaklaşımını şöyle belirliyor:
“Ortaçağlardan beri frengi ve veba, 19. yüzyılda tüberküloz, 20. yüzyılda kanser, sonra AIDS. Anlaşılan toplumların, tarihin her döneminde, ‘kötülük'le özdeşleştirmek istedikleri ve suçu onun ‘kurbanları'na yıkacakları bir hastalığa ihtiyaçları mutlaka oluyor. Beni Metafor Olarak Hastalık kitabımı yazmaya götüren etken de, kanserli hastaların nasıl damgalandığını keşfetmem oldu. Hastalıklar ve onların tedavilerine yakıştırılan metaforların hepsi, eşit derecede iğrenç ve tahrif edici değildir. Benim yok edilip silindiğini görmeyi en çok (AIDS'in ortaya çıkışından beri daha da çok) istediğim metafor, askeri metaforlardır.”