En yakınınızdakilerin gözleriyle en son ne zaman konuştunuz? Yoksa siz de hala hiç konuşamayanlardan mısınız? Aslında insanların gözleri kalplerinin tercümanıdır ya hani, o dudaklar yalanı çok kolay gizleyebilirken, gözler asla yalan konuşamaz da kendini mutlaka ele verir ya: işte bu sebeple değer verdiğimiz insanlarla hayatımızı paylaşırken, onlarla en kıymetli sohbetlerimiz gözlerimizle olmalı ki, gerçekler olduğu gibi gizlenemeden yaşanabilsin. Siz de hâlâ en sevdiklerinizin gözlerine dokunup kalbini okşamadıysanız, bir gün ansızın yaşanacak bir kayıpla zamana yenik düşme tehlikesiyle karşı karşıyasınız demektir. İnsanın vicdanı, gözlerle yapılan sohbetlerde durulup sakinleşir ve huzur bulur. İşte o zaman, bir gün mutlaka yaşanacak kaçınılmaz bir kayıpta, canımız o kadar da çok yanmayacaktır. Çünkü "keşke" lerimiz birikmemiş, onca zaman görmezden geldiğimiz gerçekler önümüze aşılmaz bir duvar örmemiştir. Başımızı her yastığa koyduğumuzda, vicdanımız bir bebek gibi uyuyabiliyor ve bizi, hiç durmadan ağlayan, her yeri yara bere içindeki bir evlat gibi acı içinde bırakmıyordur. Vicdanımızın huzuru ve kayıpların arkasından avutulacak güzel anıların birikimidir aslında insanların geriye bıraktığı en güzel serveti. Bütün bunlar için yapılacak olan sadece gözlerde gördüklerimizi yaşamaksa, o zaman her şey bizim elimizde.
En yakınınızdakilerin gözleriyle en son ne zaman konuştunuz? Yoksa siz de hala hiç konuşamayanlardan mısınız? Aslında insanların gözleri kalplerinin tercümanıdır ya hani, o dudaklar yalanı çok kolay gizleyebilirken, gözler asla yalan konuşamaz da kendini mutlaka ele verir ya: işte bu sebeple değer verdiğimiz insanlarla hayatımızı paylaşırken, onlarla en kıymetli sohbetlerimiz gözlerimizle olmalı ki, gerçekler olduğu gibi gizlenemeden yaşanabilsin. Siz de hâlâ en sevdiklerinizin gözlerine dokunup kalbini okşamadıysanız, bir gün ansızın yaşanacak bir kayıpla zamana yenik düşme tehlikesiyle karşı karşıyasınız demektir. İnsanın vicdanı, gözlerle yapılan sohbetlerde durulup sakinleşir ve huzur bulur. İşte o zaman, bir gün mutlaka yaşanacak kaçınılmaz bir kayıpta, canımız o kadar da çok yanmayacaktır. Çünkü "keşke" lerimiz birikmemiş, onca zaman görmezden geldiğimiz gerçekler önümüze aşılmaz bir duvar örmemiştir. Başımızı her yastığa koyduğumuzda, vicdanımız bir bebek gibi uyuyabiliyor ve bizi, hiç durmadan ağlayan, her yeri yara bere içindeki bir evlat gibi acı içinde bırakmıyordur. Vicdanımızın huzuru ve kayıpların arkasından avutulacak güzel anıların birikimidir aslında insanların geriye bıraktığı en güzel serveti. Bütün bunlar için yapılacak olan sadece gözlerde gördüklerimizi yaşamaksa, o zaman her şey bizim elimizde.