Bir gün 24 saattir. Bugün mutluluğun için ne yaptın? İlk başta "Yeni Sen" herkesi rahatsız edecek ama zaman içinde alışacaklar. Seni gerçekten seven ve sayan gerçek çevren ise "Yeni Sen"i kabul edeceklerdir. Mutsuzluk, duygularımızın istemediği ama vücudumuzun zaman içinde öğrendiği, uygulamayı gerekli gördüğü biyolojik bir takıntıdır. Her takıntı gibi tedavi ile düzeltilebilir. İnsanın duygularından, egosundan ve korkularından arınarak sadece "gerçeği ama sadece gerçeği" görmesi hiç kolay olmuyor. Bir kişinin yaşam amacını, ondan önce belirlerseniz, o kişinin kahramanı olursunuz. Bir toplumun amacını o toplumdan önce belirlerseniz o toplumun lideri olursunuz. Başarsam da başarmasam da mutluyum. Siz ve çevreniz olayları ve kişileri nasıl tanımlıyorsanız bir süre sonra bu tanımlamalar sizin gerçekliğiniz oluyor. O nedenle ağzımızdan çıkanlara ve kulaklarımızın duyduğuna dikkat etmemiz gerekiyor. Mutsuz bir toplumda, kaos içinde, en önemli kelimelerin reklamcılar ve politikacılar tarafından belirlendiği bu devirde, kirletilmiş anlamlar ile temiz sonuçlar elde edebilir miyim? Bencil olmak hem size, hem çevrenize faydalıdır. Anlamlı mutluluğu yakalayamayanlar, mutsuzluktan kurtulmak için bağımlılıklarını arttırırlar. Örneğin televizyon, seyreltilmiş bir uyuşturucudur. Sürdürülebilir neşe, mutluluk için ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımıza emin olmadığımızda yapmamız gereken yaklaşımdır. Çünkü herkes beğenir ve onaylarsa, bu yaptığım yanlış, belki doğruya dönüşür diye düşünüyor. Yani kurbağayı sürekli öpersem prenses olur diye düşünüyor. Ama kurbağa sadece kurbağa ise, öptüğünde isilik olursun. Mutsuzluğun kaynağını sürekli kendinde bulan, kaynağı sürekli dışarıda arayan kadar hatalıdır. Çocuklar ile yaptığımız bir derste, "güzel bir hayat" üzerine konuştuk. Çocukların hepsi, mutluluğa "bu hayatta" ulaşabileceklerini söylediler. Güzel; henüz korkmayı öğrenmemişler.
Bir gün 24 saattir. Bugün mutluluğun için ne yaptın? İlk başta "Yeni Sen" herkesi rahatsız edecek ama zaman içinde alışacaklar. Seni gerçekten seven ve sayan gerçek çevren ise "Yeni Sen"i kabul edeceklerdir. Mutsuzluk, duygularımızın istemediği ama vücudumuzun zaman içinde öğrendiği, uygulamayı gerekli gördüğü biyolojik bir takıntıdır. Her takıntı gibi tedavi ile düzeltilebilir. İnsanın duygularından, egosundan ve korkularından arınarak sadece "gerçeği ama sadece gerçeği" görmesi hiç kolay olmuyor. Bir kişinin yaşam amacını, ondan önce belirlerseniz, o kişinin kahramanı olursunuz. Bir toplumun amacını o toplumdan önce belirlerseniz o toplumun lideri olursunuz. Başarsam da başarmasam da mutluyum. Siz ve çevreniz olayları ve kişileri nasıl tanımlıyorsanız bir süre sonra bu tanımlamalar sizin gerçekliğiniz oluyor. O nedenle ağzımızdan çıkanlara ve kulaklarımızın duyduğuna dikkat etmemiz gerekiyor. Mutsuz bir toplumda, kaos içinde, en önemli kelimelerin reklamcılar ve politikacılar tarafından belirlendiği bu devirde, kirletilmiş anlamlar ile temiz sonuçlar elde edebilir miyim? Bencil olmak hem size, hem çevrenize faydalıdır. Anlamlı mutluluğu yakalayamayanlar, mutsuzluktan kurtulmak için bağımlılıklarını arttırırlar. Örneğin televizyon, seyreltilmiş bir uyuşturucudur. Sürdürülebilir neşe, mutluluk için ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımıza emin olmadığımızda yapmamız gereken yaklaşımdır. Çünkü herkes beğenir ve onaylarsa, bu yaptığım yanlış, belki doğruya dönüşür diye düşünüyor. Yani kurbağayı sürekli öpersem prenses olur diye düşünüyor. Ama kurbağa sadece kurbağa ise, öptüğünde isilik olursun. Mutsuzluğun kaynağını sürekli kendinde bulan, kaynağı sürekli dışarıda arayan kadar hatalıdır. Çocuklar ile yaptığımız bir derste, "güzel bir hayat" üzerine konuştuk. Çocukların hepsi, mutluluğa "bu hayatta" ulaşabileceklerini söylediler. Güzel; henüz korkmayı öğrenmemişler.