Bolu ve çevresi, Türk millletinin varoluş mücadelesi verdiği Birinci Dünya Savaşı ile Milli Mücadele döneminden Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan süreç içinde Osmanlı Devleti'nin payitahtı olan İstanbul'u, TBMM'nin açıldığı Ankara'yı, Boğazlar'ı, Karadeniz kıyılarını ve İtilaf Devletleri'nin sömürgelerine giden bir kısım yolları kontrol altında bulundurma imkanı, zengin kömür ve orman kaynaklarına sahip oluşu gibi nedenlerle İtilaf Devletleri, Osmanlı iktidarı ve Milli Mücadele açısından stratejik bir özelliğe sahip olmuştur. İşgalci güçlere karşı Anadolu'yu müdafaa etmek üzere girişilen mücadeleler dikkate alındığında Bolu ve çevresinin söz konusu dönem itibariyle Anadolu'nun mukadderatını belirleyen belli başlı bölgelerden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Sahip olduğu öneme rağmen Bolu bölgesini incelediğimiz dönem itibariyle ele alan kapsamlı bir çalışmanın bulunmayışı bu eserin kıymet derecesini artırmaktadır. Ayrıca bölgede cereyan eden birçok önemli hadisenin içinde yer alarak tarihe şahitlik eden Boluluların ya da Bolu'da görev yapanların arşiv belgeleriyle desteklenen biyografik bilgileri eserin muhteviyatını zenginleştirmekte ve çalışmayı özgün kılmaktadır. Bu bağlamda kitapta ortaya koyulan yeni bilgi ve belgeler Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında yapılan çalışmalara katkı sağlayacak, yapılacak çalışmalara ise ışık tutacak mahiyettedir.
Bolu ve çevresi, Türk millletinin varoluş mücadelesi verdiği Birinci Dünya Savaşı ile Milli Mücadele döneminden Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan süreç içinde Osmanlı Devleti'nin payitahtı olan İstanbul'u, TBMM'nin açıldığı Ankara'yı, Boğazlar'ı, Karadeniz kıyılarını ve İtilaf Devletleri'nin sömürgelerine giden bir kısım yolları kontrol altında bulundurma imkanı, zengin kömür ve orman kaynaklarına sahip oluşu gibi nedenlerle İtilaf Devletleri, Osmanlı iktidarı ve Milli Mücadele açısından stratejik bir özelliğe sahip olmuştur. İşgalci güçlere karşı Anadolu'yu müdafaa etmek üzere girişilen mücadeleler dikkate alındığında Bolu ve çevresinin söz konusu dönem itibariyle Anadolu'nun mukadderatını belirleyen belli başlı bölgelerden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Sahip olduğu öneme rağmen Bolu bölgesini incelediğimiz dönem itibariyle ele alan kapsamlı bir çalışmanın bulunmayışı bu eserin kıymet derecesini artırmaktadır. Ayrıca bölgede cereyan eden birçok önemli hadisenin içinde yer alarak tarihe şahitlik eden Boluluların ya da Bolu'da görev yapanların arşiv belgeleriyle desteklenen biyografik bilgileri eserin muhteviyatını zenginleştirmekte ve çalışmayı özgün kılmaktadır. Bu bağlamda kitapta ortaya koyulan yeni bilgi ve belgeler Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında yapılan çalışmalara katkı sağlayacak, yapılacak çalışmalara ise ışık tutacak mahiyettedir.
