“Alman bilim adamları, sanatçıları ve politikacılarının nasyonal sosyalist diktatörlüğün baskısı altında oluşan göç olayı elbette oldukça geniş tabakaları kapsıyordu ve 1933 sonrası yıllarda birçok ülkede, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Almanca konuşan mültecilerin sayısı Türkiye'ye sığınanların sayısını çok aşmıştı. Fakat sanıyorum ki Hitler Almanya'sından kaçan mültecilerin nispi önemi hiçbir yerde Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kadar büyük olmamış ve çalışmaları bu kadar kalıcı bir tesir bırakmamıştır. Bunun bir nedeni de bilim adamlarının ve sanatçıların faaliyetlerini daha ziyade iki şehirde yoğunlaştırmış olmalarıdır. Bu iki şehir, eski başkent İstanbul ve yeni başkent Ankara'dır... Almanca konuşan bilim adamları ve sanatkârları bu ülkedeki doktor, avukat, kimyager, fizikçi ve dil öğretmenlerine, ayrıca bazı memur gruplarına yaptıkları etki olağanüstü geniş ve derin olmuştur. Bu etki sadece çağdaşlar için değil, sonraki bir-iki nesil için de geçerlidir.”
Hitler Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye sığınan ve Türkiye'nin inşasına katkı sağlayan bilim adamı, sanatçı ve politikacıların ilginç ve ibretlik anılarından oluşan bu kitap, okuyucuya çok çağrışımlı trajik bir dünyanın kapılarını açıyor. Maalesef insanoğlu bugünkü dünyada aynı trajediyi daha yoğunlaştırılmış bir şekilde yaşamaya devam ediyor
“Alman bilim adamları, sanatçıları ve politikacılarının nasyonal sosyalist diktatörlüğün baskısı altında oluşan göç olayı elbette oldukça geniş tabakaları kapsıyordu ve 1933 sonrası yıllarda birçok ülkede, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Almanca konuşan mültecilerin sayısı Türkiye'ye sığınanların sayısını çok aşmıştı. Fakat sanıyorum ki Hitler Almanya'sından kaçan mültecilerin nispi önemi hiçbir yerde Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kadar büyük olmamış ve çalışmaları bu kadar kalıcı bir tesir bırakmamıştır. Bunun bir nedeni de bilim adamlarının ve sanatçıların faaliyetlerini daha ziyade iki şehirde yoğunlaştırmış olmalarıdır. Bu iki şehir, eski başkent İstanbul ve yeni başkent Ankara'dır... Almanca konuşan bilim adamları ve sanatkârları bu ülkedeki doktor, avukat, kimyager, fizikçi ve dil öğretmenlerine, ayrıca bazı memur gruplarına yaptıkları etki olağanüstü geniş ve derin olmuştur. Bu etki sadece çağdaşlar için değil, sonraki bir-iki nesil için de geçerlidir.”
Hitler Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye sığınan ve Türkiye'nin inşasına katkı sağlayan bilim adamı, sanatçı ve politikacıların ilginç ve ibretlik anılarından oluşan bu kitap, okuyucuya çok çağrışımlı trajik bir dünyanın kapılarını açıyor. Maalesef insanoğlu bugünkü dünyada aynı trajediyi daha yoğunlaştırılmış bir şekilde yaşamaya devam ediyor