‘Şiraz' dendiğinde bir coğrafi yerleşke kavramından önce İran edebiyatının doruk şahsiyetlerine ev sahipliği yapmış bir kültürün mirası akla gelir. Bu mirasın en önemli iki kaynağı büyük İslam şairi Hafız ve Sadi'dir. İkisi de Şirazlı'dır. Kabirleri Şiraz'dadır. Her sene şehri ziyarete gelen misafirlerin ilk uğrak noktalarıdır. Hafız'ın gazelleriyle, Sadi'nin hikayeleriyle hayatlarına yeni bir pencere açma bahtiyarlığına erişmek için yollarını Şiraz'a düşürmüşlerdir.
Sadi Şirazi'nin eserleri arasında Gülistan ve Bostan en meşhurlarıdır. Sadi, Bostan'ı Gülistan'dan bir sene önce, h. 655 (m. 1257) yılında ve iki bayram arasında yazılmıştır. Ahmet Metin Şahin, merhum dayısı Şefik Can'ın arzusuyla bu büyük İslam şairinin her iki eserini de vezinleriyle Türkçemize kazandırmıştır.
‘Şiraz' dendiğinde bir coğrafi yerleşke kavramından önce İran edebiyatının doruk şahsiyetlerine ev sahipliği yapmış bir kültürün mirası akla gelir. Bu mirasın en önemli iki kaynağı büyük İslam şairi Hafız ve Sadi'dir. İkisi de Şirazlı'dır. Kabirleri Şiraz'dadır. Her sene şehri ziyarete gelen misafirlerin ilk uğrak noktalarıdır. Hafız'ın gazelleriyle, Sadi'nin hikayeleriyle hayatlarına yeni bir pencere açma bahtiyarlığına erişmek için yollarını Şiraz'a düşürmüşlerdir.
Sadi Şirazi'nin eserleri arasında Gülistan ve Bostan en meşhurlarıdır. Sadi, Bostan'ı Gülistan'dan bir sene önce, h. 655 (m. 1257) yılında ve iki bayram arasında yazılmıştır. Ahmet Metin Şahin, merhum dayısı Şefik Can'ın arzusuyla bu büyük İslam şairinin her iki eserini de vezinleriyle Türkçemize kazandırmıştır.