Burdur Kitabı düşüncesi, derslerin teorik anlatımla sınırlı kalmaması düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Bu düşüncenin sonucu olarak öğrencilerimle birlikte son üç yılda Burdur Kitabı-I: Sokaklar, Burdur Kitabı-II: Zanatkârlar ve Burdur Kitabı-III: Salıpazarı ve Pazar Esnafı kitaplarını yayınlamaya muvaffak olduk. Kitapların yayınlanması bize yeni sorumluluklar yükledi ve kamuoyunda “Sırada hangi konu var?” sorusunun sorulmasına yol açtı.
Birçok tanıdık, sohbetlerimiz sırasında “Bu sene hangi konuyu çalışıyorsunuz?” sorusunu sordu. Üstelik maddi imkânlar sebebiyle az sayıda kitap basılabilmesi ve az sayıda insanın bu çalışmadan haberdar olmasına rağmen, çalışmalarımızın neredeyse herkes tarafından biliniyor olması ve kamuoyunda yeni bir kitabın yayınlanmasına dair beklenti bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.
Bu kitabın konusunu İnsan ve Mekân olarak belirledik. Eskiler “Dünyada mekân ahirette imân” derler. Demek ki insanın kendisini dünyada bir yere konumlaması ve oraya ait hissetmesi çok önemli. Türkler buna “memleket” adını vermiş. Adına şiirler düzmüş.
Burdur Kitabı düşüncesi, derslerin teorik anlatımla sınırlı kalmaması düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Bu düşüncenin sonucu olarak öğrencilerimle birlikte son üç yılda Burdur Kitabı-I: Sokaklar, Burdur Kitabı-II: Zanatkârlar ve Burdur Kitabı-III: Salıpazarı ve Pazar Esnafı kitaplarını yayınlamaya muvaffak olduk. Kitapların yayınlanması bize yeni sorumluluklar yükledi ve kamuoyunda “Sırada hangi konu var?” sorusunun sorulmasına yol açtı.
Birçok tanıdık, sohbetlerimiz sırasında “Bu sene hangi konuyu çalışıyorsunuz?” sorusunu sordu. Üstelik maddi imkânlar sebebiyle az sayıda kitap basılabilmesi ve az sayıda insanın bu çalışmadan haberdar olmasına rağmen, çalışmalarımızın neredeyse herkes tarafından biliniyor olması ve kamuoyunda yeni bir kitabın yayınlanmasına dair beklenti bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.
Bu kitabın konusunu İnsan ve Mekân olarak belirledik. Eskiler “Dünyada mekân ahirette imân” derler. Demek ki insanın kendisini dünyada bir yere konumlaması ve oraya ait hissetmesi çok önemli. Türkler buna “memleket” adını vermiş. Adına şiirler düzmüş.