Günümüzde İslam alemindeki tartışmalardan hareketle farklı bir düşünme biçiminin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabilecegini araştırmanın önemiş yadsınamaz. Bu baglamda elinizdeki kitap, Hasan Hanefi, Abdulvehab Messiri, Muhammed Abid Cabiri ve Raşid Gannuşi'nin yaklaşımlarından kesitler sunuyor.
Çağdaş İslam Düşüncesinin Sorunları'ndaki yazarlardan her birinin fikri yönelimi, sorunların tespiti ve sorunlara çözüm üretme şekli birbirinden oldukça farklı. Elbet bütünüyle birbirine zıt şeyler ifade etmiyorlar fakat rehavetin aşılması gerektigini düşündürtüyorlar. İslam aleminin fikri, siyasi ve yapısal sorunlarına ilişkin farklı tespit ve öneriler kendini hemen fark ettiriyor.
Ancak her birinin ortak noktası, meselelere ideolojik ama özellikle de politik angajmanlardan uzak, felsefi bir derinligi yakalama gayretini ortaya koymuş olmalarıdır. Bu yönüyle, söz konusu düşünürlerin görüş ayrılıklarının yanı sıra çakıştıkları noktaları da gözler önüne seriyor. Kitabın en önemli yanlarından biri, her düşünürün İslam dünyasının, yanlış bir şekilde "Batılılaşma serüveni" şeklinde takdim edilen, gerçekte ise "başarısız modernleşme tecrübesi" diyebilecegimiz soruna odaklandıklarını gündeme getirmesidir.
Aslında bu, yalnızca modernleşme tecrübesine dair olmayıp, nedenleri ve sonuçları itibariyle, başta İslam alemi olmak üzere tüm dünyayı ilgilendiren bir siyasal-toplumsal sorgulamayı davet eden bir açılımdır. Çağdaş İslam Düşüncesinin Sorunları, İslam düşüncesindeki ihmale gelmez tartışmaları yakından tanımak ve anlamak isteyen herkes için önemli bir başvuru kaynagı.
Günümüzde İslam alemindeki tartışmalardan hareketle farklı bir düşünme biçiminin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabilecegini araştırmanın önemiş yadsınamaz. Bu baglamda elinizdeki kitap, Hasan Hanefi, Abdulvehab Messiri, Muhammed Abid Cabiri ve Raşid Gannuşi'nin yaklaşımlarından kesitler sunuyor.
Çağdaş İslam Düşüncesinin Sorunları'ndaki yazarlardan her birinin fikri yönelimi, sorunların tespiti ve sorunlara çözüm üretme şekli birbirinden oldukça farklı. Elbet bütünüyle birbirine zıt şeyler ifade etmiyorlar fakat rehavetin aşılması gerektigini düşündürtüyorlar. İslam aleminin fikri, siyasi ve yapısal sorunlarına ilişkin farklı tespit ve öneriler kendini hemen fark ettiriyor.
Ancak her birinin ortak noktası, meselelere ideolojik ama özellikle de politik angajmanlardan uzak, felsefi bir derinligi yakalama gayretini ortaya koymuş olmalarıdır. Bu yönüyle, söz konusu düşünürlerin görüş ayrılıklarının yanı sıra çakıştıkları noktaları da gözler önüne seriyor. Kitabın en önemli yanlarından biri, her düşünürün İslam dünyasının, yanlış bir şekilde "Batılılaşma serüveni" şeklinde takdim edilen, gerçekte ise "başarısız modernleşme tecrübesi" diyebilecegimiz soruna odaklandıklarını gündeme getirmesidir.
Aslında bu, yalnızca modernleşme tecrübesine dair olmayıp, nedenleri ve sonuçları itibariyle, başta İslam alemi olmak üzere tüm dünyayı ilgilendiren bir siyasal-toplumsal sorgulamayı davet eden bir açılımdır. Çağdaş İslam Düşüncesinin Sorunları, İslam düşüncesindeki ihmale gelmez tartışmaları yakından tanımak ve anlamak isteyen herkes için önemli bir başvuru kaynagı.