Ertuğrul Oğuz Fırat, müzik, şiir, öykü, deneme ve resimde, yalnız kendi ürettikleriyle değil, üretilmesine yol açtıklarıyla da öncü bir ad: Üç şiiri İlhan Usmanbaş tarafından bestelendi; Bilge Karasu, Kısmet Büfesi adlı yapıtının bir bölümünü ona ayırdı: “Ertuğrul Oğuz Fırat'ın Resimleri Üzerine Akdeniz'den Uzak Bir Metin“.
Besteci olarak, İlhan Usmanbaş'ın tanımıyla “ortodoks olmayan“, kendi tanımıyla “çok eksenli, bu nedenle de aşırı yoğun, yüklü bir müzik yapısını“ amaçlayan Fırat, müziğin kuramı üzerine de düşünüp üretiyor. Çağdaş Küğ Tarihi İçin İmler, bu türden bir yapıt.
Fırat, Çağdaş Küğ Tarihi İçin İmler'in ilk cildinde başlangıcından Romantizm'e kadar müzik tarihini ele alıyor: “Bu kitabın yazılmasındaki temel amaç, ülkemizde çok az tanınan çağdaş küğün yüzyılımızdaki yönelişlerini göstermeye çalışmaktır. Ancak, bunu yaparken günümüzün çok gerilerine dönüp bakmak, yeni bir çıkışın kaynaklarını araştırırken, bir dizgenin (sistem) bir biçemin (üslup) gelişmesindeki ögelerin nedenini kavramak bakımından çok daha gerilere değinmek kaçınılmaz olmuştur.“
Ertuğrul Oğuz Fırat, müzik, şiir, öykü, deneme ve resimde, yalnız kendi ürettikleriyle değil, üretilmesine yol açtıklarıyla da öncü bir ad: Üç şiiri İlhan Usmanbaş tarafından bestelendi; Bilge Karasu, Kısmet Büfesi adlı yapıtının bir bölümünü ona ayırdı: “Ertuğrul Oğuz Fırat'ın Resimleri Üzerine Akdeniz'den Uzak Bir Metin“.
Besteci olarak, İlhan Usmanbaş'ın tanımıyla “ortodoks olmayan“, kendi tanımıyla “çok eksenli, bu nedenle de aşırı yoğun, yüklü bir müzik yapısını“ amaçlayan Fırat, müziğin kuramı üzerine de düşünüp üretiyor. Çağdaş Küğ Tarihi İçin İmler, bu türden bir yapıt.
Fırat, Çağdaş Küğ Tarihi İçin İmler'in ilk cildinde başlangıcından Romantizm'e kadar müzik tarihini ele alıyor: “Bu kitabın yazılmasındaki temel amaç, ülkemizde çok az tanınan çağdaş küğün yüzyılımızdaki yönelişlerini göstermeye çalışmaktır. Ancak, bunu yaparken günümüzün çok gerilerine dönüp bakmak, yeni bir çıkışın kaynaklarını araştırırken, bir dizgenin (sistem) bir biçemin (üslup) gelişmesindeki ögelerin nedenini kavramak bakımından çok daha gerilere değinmek kaçınılmaz olmuştur.“