Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen'in 23 Mart 2012'de Suriçi Grup Platformu Konuşmaları'nda yaptığı "21'inci Yüzyıl Türkiye'sinde Kültür ve Sanat Anlayışı" isimli konuşmasında dile getirdiği "Muhafazakâr kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa, ‘muhafazakâr estetik' ve ‘muhafazakâr sanat'ın normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içinde olunmalıdır" sözü Türkiye'de söylenildiği günden bu yana entelektüel gündem olarak varlık kazandı. "Çağdaş Türkiye'de Muhafazakâr Sanat Sorunu: Perspektifler ve Diyaloglar", bu entelektüel gündem etrafında ortaya çıkan tartışmaları bir araya getirme niyetiyle hazırlanmış bir kitaptır. Söz konusu tartışmalar Türkiye'de farklı entelektüel perspektiflerin belirli bir konu ekseninde diyalog oluşturabildikleri gerçeğini açığa çıkarmıştır. Şu durumda bu kitap, bir yönüyle birlikte yaşama imkânının bir tezahürü olarak birbirinden uzak düşüncelerin ortak anlama çabası içersinde yaşayabildikleri gerçeğini derleyip toplamaktadır. Diğer bir deyişle bu derleme kitap, farklı perspektiflerin bir diyalog ilişkisi içine girmesinin neticesinde ortaya çıkmasıyla bir "metafor"a dönüşmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen'in 23 Mart 2012'de Suriçi Grup Platformu Konuşmaları'nda yaptığı "21'inci Yüzyıl Türkiye'sinde Kültür ve Sanat Anlayışı" isimli konuşmasında dile getirdiği "Muhafazakâr kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa, ‘muhafazakâr estetik' ve ‘muhafazakâr sanat'ın normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içinde olunmalıdır" sözü Türkiye'de söylenildiği günden bu yana entelektüel gündem olarak varlık kazandı. "Çağdaş Türkiye'de Muhafazakâr Sanat Sorunu: Perspektifler ve Diyaloglar", bu entelektüel gündem etrafında ortaya çıkan tartışmaları bir araya getirme niyetiyle hazırlanmış bir kitaptır. Söz konusu tartışmalar Türkiye'de farklı entelektüel perspektiflerin belirli bir konu ekseninde diyalog oluşturabildikleri gerçeğini açığa çıkarmıştır. Şu durumda bu kitap, bir yönüyle birlikte yaşama imkânının bir tezahürü olarak birbirinden uzak düşüncelerin ortak anlama çabası içersinde yaşayabildikleri gerçeğini derleyip toplamaktadır. Diğer bir deyişle bu derleme kitap, farklı perspektiflerin bir diyalog ilişkisi içine girmesinin neticesinde ortaya çıkmasıyla bir "metafor"a dönüşmektedir.