Duydukları her an ölümü çağrıştıran bir gürültü… Bunaltıcı sıcaklar… Ciğerlere ve midelere sızan tozlar… Yetersiz su… Az zeytin, bol ekmekle idare edilmesi gereken azık…
Ve salgın hastalıklar… Çanakkale'nin vebası dizanteri…
Ya, “İstanbul bizim olacak” diyerek yola çıkan düşman? Ve amiralleri, “Tanrı Çanakkale'nin cezasını versin, orası hepimize mezar olacak!..” diyerek kaçan düşman?
3 Ağustos 1914'de memleketin dört bir köşesinden seferberliğe katılıp “Canını verecek, namusunu çiğnetmeyecek”Türk gençlerinin; “Cephaneniz yoksa süngüleriniz var!..Ben size, taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen komutanlarının arkasından hiç düşünmeden giden kahramanların; gözünü kaybettiği halde kumandanına,“Üzülmeyin kumandanım, bu gözler görmek istediklerini gördü!”diyen yüce gönüllülerin mücadelesi: Özhan Eren'in Çanakkale zaferini günbegün, anbean, farklı bakış açılarına yer vererek, heyecanla anlattığı bu kitap 7'den 70'e herkesin elinden düşürmeyeceği bir kahramanlık destanı.
Duydukları her an ölümü çağrıştıran bir gürültü… Bunaltıcı sıcaklar… Ciğerlere ve midelere sızan tozlar… Yetersiz su… Az zeytin, bol ekmekle idare edilmesi gereken azık…
Ve salgın hastalıklar… Çanakkale'nin vebası dizanteri…
Ya, “İstanbul bizim olacak” diyerek yola çıkan düşman? Ve amiralleri, “Tanrı Çanakkale'nin cezasını versin, orası hepimize mezar olacak!..” diyerek kaçan düşman?
3 Ağustos 1914'de memleketin dört bir köşesinden seferberliğe katılıp “Canını verecek, namusunu çiğnetmeyecek”Türk gençlerinin; “Cephaneniz yoksa süngüleriniz var!..Ben size, taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen komutanlarının arkasından hiç düşünmeden giden kahramanların; gözünü kaybettiği halde kumandanına,“Üzülmeyin kumandanım, bu gözler görmek istediklerini gördü!”diyen yüce gönüllülerin mücadelesi: Özhan Eren'in Çanakkale zaferini günbegün, anbean, farklı bakış açılarına yer vererek, heyecanla anlattığı bu kitap 7'den 70'e herkesin elinden düşürmeyeceği bir kahramanlık destanı.