9786051272030
496415
https://www.kitapvekahve.com/celep
Celep
18.00
Abdullah Topaloğlu ilk romanı Celep‘te şaşırtıcı ve sürükleyici bir temayla okurunu selamlıyor. Naif, doğal ve çoğumuzun ancak özlemini duyabileceği bir pastoralliği anlatan Celep, aynı zamanda bir solukta okuyacağınız bir aşk, cinayet ve macera romanı. Başkahramanımız, yamaç paraşütü öğretmeni Şahin adında genç bir Yörük, mekan Fethiye ve Kaş‘ın yaylaları ve Bursa‘daki soğuk bir hastanenin ürpertici koridorları.
Yazar, ilk romanı olmasına rağmen, büyük romancılara taş çıkartan bir kurgu ve karakter zenginliğiyle, organ mafyasının pençesine düşen Şahin‘i, onu kurtarmak için seferber olan renkli Yörük halkını ve başta "Celep"in ta kendisi olmak üzere, asla unutamayacağınız bir dizi karakteri büyük bir ustalıkla yaratmış.
"Biz celep diye sadece keçi koyun alanı bilirdik dedem. Değilmiş meğer. Dağlar tomofilli celeplerle doldu. Her şeyimiz alınır oldu. Alaca kilimlerimiz, dede yadigarı bakırlarımız, kınalı keklik, mor sümbüllerimiz, ağaçlarımız taşlarımız... Şimdi de fiydan gibi kızlarımız kızanlarımız... Bulan alıyo, yapışan götürüyo. Canavarın dişine kan değdi bi kere."
Abdullah Topaloğlu ilk romanı Celep‘te şaşırtıcı ve sürükleyici bir temayla okurunu selamlıyor. Naif, doğal ve çoğumuzun ancak özlemini duyabileceği bir pastoralliği anlatan Celep, aynı zamanda bir solukta okuyacağınız bir aşk, cinayet ve macera romanı. Başkahramanımız, yamaç paraşütü öğretmeni Şahin adında genç bir Yörük, mekan Fethiye ve Kaş‘ın yaylaları ve Bursa‘daki soğuk bir hastanenin ürpertici koridorları.
Yazar, ilk romanı olmasına rağmen, büyük romancılara taş çıkartan bir kurgu ve karakter zenginliğiyle, organ mafyasının pençesine düşen Şahin‘i, onu kurtarmak için seferber olan renkli Yörük halkını ve başta "Celep"in ta kendisi olmak üzere, asla unutamayacağınız bir dizi karakteri büyük bir ustalıkla yaratmış.
"Biz celep diye sadece keçi koyun alanı bilirdik dedem. Değilmiş meğer. Dağlar tomofilli celeplerle doldu. Her şeyimiz alınır oldu. Alaca kilimlerimiz, dede yadigarı bakırlarımız, kınalı keklik, mor sümbüllerimiz, ağaçlarımız taşlarımız... Şimdi de fiydan gibi kızlarımız kızanlarımız... Bulan alıyo, yapışan götürüyo. Canavarın dişine kan değdi bi kere."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.