Şiirleri ve sessiz hikayeleriyle edebiyatımızda müstesna bir yer teşkil eden Bahtiyar Aslan'ın Cennetin Son Saatleri kitabında, bir örümceğin sabrıyla zamanı ören ve ördüğü zamanı kat eden; insanın kendi derinliğini ve değerini yine insanın bizatihi kendisi üzerinden gösteren hikayeler mevcut.
“Bir aynanın önünde oturmuyorum, bunun bilincindeyim. Fakat yine de kendimi görüyor, kendimle sohbet ediyorum. Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum. Kimi acılar, ağrılar, korkular, eksilmeler, bölünmeler, parçalanmalar, yitirişler, bitişler -aklınıza benzer daha ne geliyorsa- insanı sebepsizce bir durumun içine, izahı olmayan bir değişime, dönüşüme veya yepyeni bir oluşuma çekebilir. Benimki biraz acıdan, biraz eksilişten, biraz yitirişten, bitişten, bölünmeden… Hepsinden biraz… Biraz hepsinden, biraz hepsinin dışından, ötesinden…”
Şiirleri ve sessiz hikayeleriyle edebiyatımızda müstesna bir yer teşkil eden Bahtiyar Aslan'ın Cennetin Son Saatleri kitabında, bir örümceğin sabrıyla zamanı ören ve ördüğü zamanı kat eden; insanın kendi derinliğini ve değerini yine insanın bizatihi kendisi üzerinden gösteren hikayeler mevcut.
“Bir aynanın önünde oturmuyorum, bunun bilincindeyim. Fakat yine de kendimi görüyor, kendimle sohbet ediyorum. Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum. Kimi acılar, ağrılar, korkular, eksilmeler, bölünmeler, parçalanmalar, yitirişler, bitişler -aklınıza benzer daha ne geliyorsa- insanı sebepsizce bir durumun içine, izahı olmayan bir değişime, dönüşüme veya yepyeni bir oluşuma çekebilir. Benimki biraz acıdan, biraz eksilişten, biraz yitirişten, bitişten, bölünmeden… Hepsinden biraz… Biraz hepsinden, biraz hepsinin dışından, ötesinden…”