“Şiir tercümesinin adamakıllı güç, hatta çok kere imkansız bir şey olduğunu hatırdan çıkarmamak lazım. Burada sadece mütercim olarak konuşuyorum. Kendim de şiir yazdım. Bir şiirin ancak bir defa söylenebileceğini, ancak bir türlü söylenebileceğini kendi tecrübelerimle biliyorum.
Bu gerçeği Fransız şairi Cocteau şöyle anlatıyor: “Bir şiir hiçbir dile tercüme edilemez. Hatta yazılmış göründüğü dile bile.“ Peki, madem ki öyle, insan bu kadar güç, bu kadar imkansız bir işe niçin girişiyor? Bunun cevabını kendime göre vermeye çalışayım. Şiir başka bir dile ister çevrilsin ister çevrilmesin, bir şair başka memleketlerin şairleri gibi duymaya, onların düşündüklerini düşünmeye, onların usullerini kullanmaya kalktı mı kendi imkanlarının başka hiçbir suretle genişletilemeyecek bir şekilde genişlediğini görüyor. Bu yalnız şair için değil, okuyucu için de böyle.“
Orhan Veli Kanık
“Şiir tercümesinin adamakıllı güç, hatta çok kere imkansız bir şey olduğunu hatırdan çıkarmamak lazım. Burada sadece mütercim olarak konuşuyorum. Kendim de şiir yazdım. Bir şiirin ancak bir defa söylenebileceğini, ancak bir türlü söylenebileceğini kendi tecrübelerimle biliyorum.
Bu gerçeği Fransız şairi Cocteau şöyle anlatıyor: “Bir şiir hiçbir dile tercüme edilemez. Hatta yazılmış göründüğü dile bile.“ Peki, madem ki öyle, insan bu kadar güç, bu kadar imkansız bir işe niçin girişiyor? Bunun cevabını kendime göre vermeye çalışayım. Şiir başka bir dile ister çevrilsin ister çevrilmesin, bir şair başka memleketlerin şairleri gibi duymaya, onların düşündüklerini düşünmeye, onların usullerini kullanmaya kalktı mı kendi imkanlarının başka hiçbir suretle genişletilemeyecek bir şekilde genişlediğini görüyor. Bu yalnız şair için değil, okuyucu için de böyle.“
Orhan Veli Kanık