Günümüzde hiçbir araştırma tekil olarak yapılamamaktadır. Disiplinlerarası yapılan araştırmaların da giderek disiplinlerötesiliğe kayma özelliği gözlemlenmektedir. Ancak araştırmanın sağlam temellere oturması, araştırmacının öncelikle bir konuyu sorunsallaştırmasına, ardından araştırmanın kuramsal tabanını saptamasına ve bu çerçeveye dayalı olarak paradigmalarını belirlemesine bağlıdır. Bu şekilde yapılanan bir araştırma hem disiplinin kuramsal zeminini sağlamlaştırır, hem de alanın ufkunun genişlemesine yardımcı olur. Daha açıkçası, araştırmacı hiç kimsenin fark etmediği sözde ufak gibi görünen bir sorunu dahi sorusallaştırabilip, farklı yollar deneyip sabırla sınayarak farklı alternatif çözüm yolları buldukça araştırma hedefine ulaşır. Aksi takdirde her araştırma sadece kütüphane arşivlerinde bir köşede kalmaya veya yok olmaya mahkûmdur. Tıp. hukuk dili vb. gibi bir alanın kendine özgü dili kullanması, onun bilimsel olgunluğa eriştiğinin bir kanıtı olarak değerlendirilir. Buna göre, bu bilim dalının da kendi jargonunu oluşturmasının, çevirmenin bir türlü tanınmak istenmeyen profesyonel kimliğine katkıda bulunacağı düşünülebilir. Bu yapıtın akışı içerisinde öne sürülen son amaç ise, kuramsal alanın akademik alanla olduğu kadar uygulama alanıyla da ilişkisini irdeleyerek kuramsal bilginin işe yaramazlığı konusundaki tartışmaları sona erdirip, çevirmen adayının kuramsal bilginin akademik ve uygulama alanında İşlerliğini sorgulamasına olanak sağlayacak yeni bir tartışma zemini yaratmaktır. Bu yukarıda sayılan amaçlar doğrultusunda sekiz bölümden oluşan kitapta çizgisel bir izlekten çok, döngüsel bir izlek çıkartılmaya çalışılmıştır.
Günümüzde hiçbir araştırma tekil olarak yapılamamaktadır. Disiplinlerarası yapılan araştırmaların da giderek disiplinlerötesiliğe kayma özelliği gözlemlenmektedir. Ancak araştırmanın sağlam temellere oturması, araştırmacının öncelikle bir konuyu sorunsallaştırmasına, ardından araştırmanın kuramsal tabanını saptamasına ve bu çerçeveye dayalı olarak paradigmalarını belirlemesine bağlıdır. Bu şekilde yapılanan bir araştırma hem disiplinin kuramsal zeminini sağlamlaştırır, hem de alanın ufkunun genişlemesine yardımcı olur. Daha açıkçası, araştırmacı hiç kimsenin fark etmediği sözde ufak gibi görünen bir sorunu dahi sorusallaştırabilip, farklı yollar deneyip sabırla sınayarak farklı alternatif çözüm yolları buldukça araştırma hedefine ulaşır. Aksi takdirde her araştırma sadece kütüphane arşivlerinde bir köşede kalmaya veya yok olmaya mahkûmdur. Tıp. hukuk dili vb. gibi bir alanın kendine özgü dili kullanması, onun bilimsel olgunluğa eriştiğinin bir kanıtı olarak değerlendirilir. Buna göre, bu bilim dalının da kendi jargonunu oluşturmasının, çevirmenin bir türlü tanınmak istenmeyen profesyonel kimliğine katkıda bulunacağı düşünülebilir. Bu yapıtın akışı içerisinde öne sürülen son amaç ise, kuramsal alanın akademik alanla olduğu kadar uygulama alanıyla da ilişkisini irdeleyerek kuramsal bilginin işe yaramazlığı konusundaki tartışmaları sona erdirip, çevirmen adayının kuramsal bilginin akademik ve uygulama alanında İşlerliğini sorgulamasına olanak sağlayacak yeni bir tartışma zemini yaratmaktır. Bu yukarıda sayılan amaçlar doğrultusunda sekiz bölümden oluşan kitapta çizgisel bir izlekten çok, döngüsel bir izlek çıkartılmaya çalışılmıştır.