Çiçekten Harman Olmaz

Stok Kodu:
9789754379396
Boyut:
12.00x19.50
Sayfa Sayısı:
111
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789754379396
523839
Çiçekten Harman Olmaz
Çiçekten Harman Olmaz
12.00

Tarık'ın gözleri yükseklerden akan bir nehrin burgacına düşmüştü sanki, bir türlü kurtulamıyor, baktıkça bakası geliyordu Gönül'e. Çünkü Gönül tam bu esnada o pürüzsüz ve ışıltılı yüzünü eğiyor eğiyor, götürüp iştahla söylediği türkünün nağmelerine yaslıyordu bir çiçek demeti gibi. Bakışlarına ne kadar çok masumiyet yüklemeyi biliyordu bu kadın? Altın parıltılı saçlarını beyaz teninin üstüne yıkıyor, sonra başını gerilere atıyor, hafif bir boyun hareketiyle saçlarını dalgalandırıyor, iki yana dağıtıyor, uçmaya hazırlanan beyaz bir güvercin gibi müziğin ritmine göre kollarını çırpıyordu: Çiçekten harman olmaz Yâr derde derman olmaz Darılmış güle bülbül Gelip dalına konmaz Loyloy diloy loy, loy loy diloy loy Böyle türkü mü söylenirdi? Bir ses bu kadar mı berrak dökülürdü ince bir ağızdan? Tarık'ın taşkın duyguları başıboş sular gibi uzana uzana akıp gidiyordu. Türkünün arasında bağlamanın telleri bayatî makamına geçince, Gönül yavaş yavaş sahneden indi, bir garson yetişip eteğini tutmaya çalıştı ama o kayıtsız bir tavırla bir kaç adımda Tarık'ın başına dikildi. Çok keskin, çıldırtan bir koku bulutu da onunla birlikte gelip yerleşti masaya...

Tarık'ın gözleri yükseklerden akan bir nehrin burgacına düşmüştü sanki, bir türlü kurtulamıyor, baktıkça bakası geliyordu Gönül'e. Çünkü Gönül tam bu esnada o pürüzsüz ve ışıltılı yüzünü eğiyor eğiyor, götürüp iştahla söylediği türkünün nağmelerine yaslıyordu bir çiçek demeti gibi. Bakışlarına ne kadar çok masumiyet yüklemeyi biliyordu bu kadın? Altın parıltılı saçlarını beyaz teninin üstüne yıkıyor, sonra başını gerilere atıyor, hafif bir boyun hareketiyle saçlarını dalgalandırıyor, iki yana dağıtıyor, uçmaya hazırlanan beyaz bir güvercin gibi müziğin ritmine göre kollarını çırpıyordu: Çiçekten harman olmaz Yâr derde derman olmaz Darılmış güle bülbül Gelip dalına konmaz Loyloy diloy loy, loy loy diloy loy Böyle türkü mü söylenirdi? Bir ses bu kadar mı berrak dökülürdü ince bir ağızdan? Tarık'ın taşkın duyguları başıboş sular gibi uzana uzana akıp gidiyordu. Türkünün arasında bağlamanın telleri bayatî makamına geçince, Gönül yavaş yavaş sahneden indi, bir garson yetişip eteğini tutmaya çalıştı ama o kayıtsız bir tavırla bir kaç adımda Tarık'ın başına dikildi. Çok keskin, çıldırtan bir koku bulutu da onunla birlikte gelip yerleşti masaya...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat