İnsanlığın ortak serveti olanın bir azınlık tarafından yağmalanmasını bir ilerleme, bir ‘uygarlık göstergesi' saymak mümkün değildir. Artık, sermayenin hareketi demek olan kapitalist üretim tarzı (burjuva uygarlığı densin), doğaya ve topluma zarar vermeden yol alamıyor. Üstelik her ileri aşamada sistemin yıkıcılığı daha da büyüyor. Sermayenin yeniden üretimi, toplumun ve doğanın yeniden üretimini problemli hâle getiriyor. Velhasıl, yaşamı ve yaşamın kaynağını aşındırıyor. Dolayısıyla genel bir sürdürülemezlik tablosu ortaya çıkmış durumdadır.
İnsanlığın ortak serveti olanın bir azınlık tarafından yağmalanmasını bir ilerleme, bir ‘uygarlık göstergesi' saymak mümkün değildir. Artık, sermayenin hareketi demek olan kapitalist üretim tarzı (burjuva uygarlığı densin), doğaya ve topluma zarar vermeden yol alamıyor. Üstelik her ileri aşamada sistemin yıkıcılığı daha da büyüyor. Sermayenin yeniden üretimi, toplumun ve doğanın yeniden üretimini problemli hâle getiriyor. Velhasıl, yaşamı ve yaşamın kaynağını aşındırıyor. Dolayısıyla genel bir sürdürülemezlik tablosu ortaya çıkmış durumdadır.