Hayatla çıplak temas... hem çok güzel,hem çok acıtıcı!
''Yaşın ilerledikçe, giyinmeye başlarsın. Giderek daha fazla tabaka edinirsin, bunlar seniduyarsız kılar. Bütün toplum çıplak kalsaydı, önce birbirimizi kucaklar, sonra da toplu harakiri yapardık.''
''Kendini çıplak hissetmiyor musun artık?''Babası yavaşça ve üzgün bir ifadeyle başını iki yana sallıyor.
''Belki de o kadar çok tabakam yoktur, ama doğrudan temas benim için bir mucize olurdu.''
''Yani bütün bunlar... şimdi yaşadıklarım... geçecek mi?''
''Büyük ihtimalle evet. Maalesef.''
Çıplaklık nedir? Giysisizlik mi? Gençlik mi? Ayıp mı?.. Giysilerimizden arınmak, çıplaklığın tek hali mi? Kumaşlara sarındığımız anda sonlanıyor mu çıplaklığımız? Hayat bizi tüm gerçekleriyle çevreler, toplumun gözünde tanımlar, kurallarıyla kısıtlar, normlarıyla biçimler, sistemleriyle düzenler, tenimize nüfuz etmeye çabalarken, mücadeleye çırılçıplak girişmek midir zor olan, katman katman, zırh zırh giyinmek mi? Peki, ya geçince çıplaklığımız; sona erer mi üşümemiz?
Kendin olmak, tenine temas eden hayata karşı ne kadar giyineceğini keşfetmekten, bu hayatın içinde kendini bulmaktan geçer. Belki bulanık bir nehirde, yakınlaşamadığın bedenlerde, yaşama pamuk ipliğiyle bağlı bir dostun varlığında, özüne erişemediğin bir rüyadan uyandığında ya da kendine çizdiğin sınırların ötesine baktığında... Çek yazar Iva Procházková, ergenliğin kaçınılmaz ''çıplaklığını'' ve hayatın yakıcı “soğuğunu”, Berlinli beş gencin kesişen yaşamları üzerinden anlatıyor.
1953'te Çekoslovakya (bugün Çek Cumhuriyeti), Olmütz'de doğan Iva Procházková, üç yaşında ailesiyle Prag'a taşındı. Babasının Çekoslovak Komünist Partisi için yazdığı politik bir kitap yüzünden üniversiteye kabul edilmedi ve temizlik işçiliği de dahil çeşitli işlerde çalıştı. İlk tiyatro oyunu, 1975'te Prag'daki Nejedly Tiyatrosu'nda sahnelendi, komünist rejim tarafından yasaklandı. 19761983 yılları arasında yazdığı diğer tiyatro oyunları Prag dışındaki küçük tiyatrolarda sahnelenebildi. 1983'te ailesiyle birlikte Avusturya'ya göç eden Procházková'nın tiyatro oyunları ve kitapları ancak burada yayın ve sahnelenme olanağına kavuştu. 1986'da Almanya'nın Konstanz şehrine taşındığında, eşiyle birlikte Schlauer Kater Çocuk Tiyatrosu'nu kurdu. 1988'de taşındığı Bremen'deyse Im Packhaus Gençlik Tiyatrosu'na oyunlar yazdı. Die Zeit der geheimen Wünsche (Gizli İstekler Zamanı, 1989) kitabı aynı yıl hem Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'ne değer görüldü, hem de Amerika'da bile en iyi çocuk kitapları listesine girdi. 1989'da Çekoslovakya'da gerçekleşen Kadife Devrimi'nin ardından eserleri, ülkesinde de yayımlanmaya başlayan Procházková, 1995'te geri döndü ve Çek TV'de editör ve yapımcı olarak çalıştı. Çocukların ve gençlerin duygu dünyasına derinlikli bakışıyla, gerçekçi ve doğaüstü öğeleri bir araya getirebilme yetisiyle tanındı, ödüller aldı. 1998 ve 2008'de Hans Christian Andersen Ödülü'ne de aday gösterildi. Berlin'de beş gencin karmaşa dolu duygu dünyasını anlatan Çıplaklar (Die Nackten, 2008) ile dikkati çekti. Son romanı Orangentage (Portakal Günleri, 2012) olan Procházková, bugun Prag'da yaşıyor.
Hayatla çıplak temas... hem çok güzel,hem çok acıtıcı!
''Yaşın ilerledikçe, giyinmeye başlarsın. Giderek daha fazla tabaka edinirsin, bunlar seniduyarsız kılar. Bütün toplum çıplak kalsaydı, önce birbirimizi kucaklar, sonra da toplu harakiri yapardık.''
''Kendini çıplak hissetmiyor musun artık?''Babası yavaşça ve üzgün bir ifadeyle başını iki yana sallıyor.
''Belki de o kadar çok tabakam yoktur, ama doğrudan temas benim için bir mucize olurdu.''
''Yani bütün bunlar... şimdi yaşadıklarım... geçecek mi?''
''Büyük ihtimalle evet. Maalesef.''
Çıplaklık nedir? Giysisizlik mi? Gençlik mi? Ayıp mı?.. Giysilerimizden arınmak, çıplaklığın tek hali mi? Kumaşlara sarındığımız anda sonlanıyor mu çıplaklığımız? Hayat bizi tüm gerçekleriyle çevreler, toplumun gözünde tanımlar, kurallarıyla kısıtlar, normlarıyla biçimler, sistemleriyle düzenler, tenimize nüfuz etmeye çabalarken, mücadeleye çırılçıplak girişmek midir zor olan, katman katman, zırh zırh giyinmek mi? Peki, ya geçince çıplaklığımız; sona erer mi üşümemiz?
Kendin olmak, tenine temas eden hayata karşı ne kadar giyineceğini keşfetmekten, bu hayatın içinde kendini bulmaktan geçer. Belki bulanık bir nehirde, yakınlaşamadığın bedenlerde, yaşama pamuk ipliğiyle bağlı bir dostun varlığında, özüne erişemediğin bir rüyadan uyandığında ya da kendine çizdiğin sınırların ötesine baktığında... Çek yazar Iva Procházková, ergenliğin kaçınılmaz ''çıplaklığını'' ve hayatın yakıcı “soğuğunu”, Berlinli beş gencin kesişen yaşamları üzerinden anlatıyor.
1953'te Çekoslovakya (bugün Çek Cumhuriyeti), Olmütz'de doğan Iva Procházková, üç yaşında ailesiyle Prag'a taşındı. Babasının Çekoslovak Komünist Partisi için yazdığı politik bir kitap yüzünden üniversiteye kabul edilmedi ve temizlik işçiliği de dahil çeşitli işlerde çalıştı. İlk tiyatro oyunu, 1975'te Prag'daki Nejedly Tiyatrosu'nda sahnelendi, komünist rejim tarafından yasaklandı. 19761983 yılları arasında yazdığı diğer tiyatro oyunları Prag dışındaki küçük tiyatrolarda sahnelenebildi. 1983'te ailesiyle birlikte Avusturya'ya göç eden Procházková'nın tiyatro oyunları ve kitapları ancak burada yayın ve sahnelenme olanağına kavuştu. 1986'da Almanya'nın Konstanz şehrine taşındığında, eşiyle birlikte Schlauer Kater Çocuk Tiyatrosu'nu kurdu. 1988'de taşındığı Bremen'deyse Im Packhaus Gençlik Tiyatrosu'na oyunlar yazdı. Die Zeit der geheimen Wünsche (Gizli İstekler Zamanı, 1989) kitabı aynı yıl hem Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'ne değer görüldü, hem de Amerika'da bile en iyi çocuk kitapları listesine girdi. 1989'da Çekoslovakya'da gerçekleşen Kadife Devrimi'nin ardından eserleri, ülkesinde de yayımlanmaya başlayan Procházková, 1995'te geri döndü ve Çek TV'de editör ve yapımcı olarak çalıştı. Çocukların ve gençlerin duygu dünyasına derinlikli bakışıyla, gerçekçi ve doğaüstü öğeleri bir araya getirebilme yetisiyle tanındı, ödüller aldı. 1998 ve 2008'de Hans Christian Andersen Ödülü'ne de aday gösterildi. Berlin'de beş gencin karmaşa dolu duygu dünyasını anlatan Çıplaklar (Die Nackten, 2008) ile dikkati çekti. Son romanı Orangentage (Portakal Günleri, 2012) olan Procházková, bugun Prag'da yaşıyor.