Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz

Stok Kodu:
9789754378603
Boyut:
12.00x19.50
Sayfa Sayısı:
184
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9789754378603
523700
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz
15.00

"Hayret eden, şaşırabilen çocuklardık. Gördüğümüz, duyduğumuz garip şeyleri dikkatle izler, dinler ve her şeyden kendimizce anlamlar çıkarmaya çalışırdık. Ampulün yanması dahi bize bir mucize gibi gelir, telefonun nasıl çalıştığını anlayabilmek için aralarına ip gerilmiş iki kibrit kutusuyla küçük deneyler yapardık fen bilgisi derslerinde. Ne illüzyona gerek vardı bizim yaşadığımız dünyada ne de abartılı kahramanlara. Televizyon olanca kibriyle evlerimizin başköşesine kurulup da her şeyin gizemini kaldırıncaya kadar bizim için sihirli eşyaların en anlaşılmazı radyo idi. Sanki bütün dünya küçültülmüş ve o kutunun içine sığdırılmıştı. Bratislava'nın, Londra'nın, Paris'in adını atlaslardan değil radyolardaki istasyon şeridinden öğrendik. Evet, içi sırlarla dolu küçücük bir dünyaydı o ve ondan çıkan her sesi, ne söylendiğinden öte biraz da bu cihazı bir tanıma hevesiyle dinlerdik. Sanki bu cihazın içine böcek büyüklüğünde temiz konuşan, temiz giyimli bir avuç insan hapis edilmiş ve bu insanlar bizi eğlendirmek için habire çırpınıp didiniyor gibiydiler. O yıllarda kimse birbirine ifşa etmese de hemen hepimizin zihninde radyo böyle bir kutuydu işte."

"Hayret eden, şaşırabilen çocuklardık. Gördüğümüz, duyduğumuz garip şeyleri dikkatle izler, dinler ve her şeyden kendimizce anlamlar çıkarmaya çalışırdık. Ampulün yanması dahi bize bir mucize gibi gelir, telefonun nasıl çalıştığını anlayabilmek için aralarına ip gerilmiş iki kibrit kutusuyla küçük deneyler yapardık fen bilgisi derslerinde. Ne illüzyona gerek vardı bizim yaşadığımız dünyada ne de abartılı kahramanlara. Televizyon olanca kibriyle evlerimizin başköşesine kurulup da her şeyin gizemini kaldırıncaya kadar bizim için sihirli eşyaların en anlaşılmazı radyo idi. Sanki bütün dünya küçültülmüş ve o kutunun içine sığdırılmıştı. Bratislava'nın, Londra'nın, Paris'in adını atlaslardan değil radyolardaki istasyon şeridinden öğrendik. Evet, içi sırlarla dolu küçücük bir dünyaydı o ve ondan çıkan her sesi, ne söylendiğinden öte biraz da bu cihazı bir tanıma hevesiyle dinlerdik. Sanki bu cihazın içine böcek büyüklüğünde temiz konuşan, temiz giyimli bir avuç insan hapis edilmiş ve bu insanlar bizi eğlendirmek için habire çırpınıp didiniyor gibiydiler. O yıllarda kimse birbirine ifşa etmese de hemen hepimizin zihninde radyo böyle bir kutuydu işte."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat