Siyasal literatürde her zaman yer almış olan cumhuriyetçi düşünce, 20. yüzyılın son yıllarında yeniden keşfedilerek, o döneme kadar büyük ölçüde liberalizm ve sosyalizm karşıtlığının egemen olduğu siyaset felsefesi tartışmalarında terminolojiyi yeniledi. Ama cumhuriyetçi söylem görece belirsiz bir içerik sergilemekten de geri kalmadı. Bu nedenledir ki, sivil erdemin ön plana çıkması, ortak çıkar, özgürlüğün güvencesi olarak kabul edilen kişiye özgü olmayan yasanın yüceltilmesi ve yurtseverlik gibi Antik Çağ'dan günümüze cumhuriyetçiliğin anahtar nitelikteki temalarının tarihsel bir süreç içinde ele alınması gerekir. Oluşturulacak soyağacı tutarlı bir cumhuriyetçi öğreti sağlayabilecek midir ya da tersine bu bağlamda kopukluklar üzerinde mi yoğunlaşacaktır? Paris IV. Sorbonne Üniversitesi öğretim üyelerinden felsefeci Serge Audier bu çalışmasında söz konusu sorunsalı, cumhuriyetçi tarihinin kesintili olup olmadığı ve farklı modellerden söz edilip edilemeyeceğini irdeleyerek, cumhuriyetçi gelenekle değerler çoğulculuğu arasındaki "çatışabilirlik" ilişkisi bağlamında ele alıyor.
Siyasal literatürde her zaman yer almış olan cumhuriyetçi düşünce, 20. yüzyılın son yıllarında yeniden keşfedilerek, o döneme kadar büyük ölçüde liberalizm ve sosyalizm karşıtlığının egemen olduğu siyaset felsefesi tartışmalarında terminolojiyi yeniledi. Ama cumhuriyetçi söylem görece belirsiz bir içerik sergilemekten de geri kalmadı. Bu nedenledir ki, sivil erdemin ön plana çıkması, ortak çıkar, özgürlüğün güvencesi olarak kabul edilen kişiye özgü olmayan yasanın yüceltilmesi ve yurtseverlik gibi Antik Çağ'dan günümüze cumhuriyetçiliğin anahtar nitelikteki temalarının tarihsel bir süreç içinde ele alınması gerekir. Oluşturulacak soyağacı tutarlı bir cumhuriyetçi öğreti sağlayabilecek midir ya da tersine bu bağlamda kopukluklar üzerinde mi yoğunlaşacaktır? Paris IV. Sorbonne Üniversitesi öğretim üyelerinden felsefeci Serge Audier bu çalışmasında söz konusu sorunsalı, cumhuriyetçi tarihinin kesintili olup olmadığı ve farklı modellerden söz edilip edilemeyeceğini irdeleyerek, cumhuriyetçi gelenekle değerler çoğulculuğu arasındaki "çatışabilirlik" ilişkisi bağlamında ele alıyor.