"Şito", Dede Korkut'lardan üreyen anlatı geleneğimizin, bu çağlara Avrupalılar'ın töre tanımaz pisliği içine düşmüş insanlığıdır. Türkü'yle Kürdü'yle, Şito, Doğu Anadolu'nun yol vermez dağlarının uzun havasıdır. Onun bu aşılmaz dağlarda kanatlanan türküsünü okuduğumuzda; her dorukta, her ocak başında, yanağı elma kırmızısı her güzelin sevgisinde kendi iç aynamızın yansısını buluruz. Törelerin, yiğitliğin gerçeğiyle, Akçam, bu aynayı yüzümüze tutuyor.
"Şito", Dede Korkut'lardan üreyen anlatı geleneğimizin, bu çağlara Avrupalılar'ın töre tanımaz pisliği içine düşmüş insanlığıdır. Türkü'yle Kürdü'yle, Şito, Doğu Anadolu'nun yol vermez dağlarının uzun havasıdır. Onun bu aşılmaz dağlarda kanatlanan türküsünü okuduğumuzda; her dorukta, her ocak başında, yanağı elma kırmızısı her güzelin sevgisinde kendi iç aynamızın yansısını buluruz. Törelerin, yiğitliğin gerçeğiyle, Akçam, bu aynayı yüzümüze tutuyor.