Tibet'te 1960'lı ve 1970'li yıllarda, Çinliler tarafından uygulanan ve bir milyondan fazla insanm ölmesiyle sonuçlanan idamlar ve tahribat, Nazilerin Avrupa'daki Yahudi katliamı ve Pol Pot rejiminin Kamboçya'daki soykırımıyla yarışacak boyuta varmıştır.
Bu öykü başlarken, Tibet'te, on dördüncü Dalai Lama olan Tenzin Gyatso yaşamaktaydı. Çinliler, Tibet'i istila ettikleri zaman henüz on beş yaşındaki Tenzin, ulusunun dini ve politik lideriydi. Hindistan'a sürgüne zorlanan Dalai Lama, yanındaki 100.000 kişiyle birlikte, Budist felsefenin geleneksel şiddete karşı olma düşüncesiyle, Çin yöntemlerine direndi. Bu direnişi ve barışçıl mücadelesi sonucunda, 1989 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.
Değerli bulduğu her şeyin mahvedilmesine, manastırların yıkılmasına karşı Dalai Lama, her zaman, Çinlilere ve dünya liderlerine barıştan söz etti. Hala, bir gün Çinlilerin, halkına adil davranacağını umarak çalışıyor.
Tibet'te 1960'lı ve 1970'li yıllarda, Çinliler tarafından uygulanan ve bir milyondan fazla insanm ölmesiyle sonuçlanan idamlar ve tahribat, Nazilerin Avrupa'daki Yahudi katliamı ve Pol Pot rejiminin Kamboçya'daki soykırımıyla yarışacak boyuta varmıştır.
Bu öykü başlarken, Tibet'te, on dördüncü Dalai Lama olan Tenzin Gyatso yaşamaktaydı. Çinliler, Tibet'i istila ettikleri zaman henüz on beş yaşındaki Tenzin, ulusunun dini ve politik lideriydi. Hindistan'a sürgüne zorlanan Dalai Lama, yanındaki 100.000 kişiyle birlikte, Budist felsefenin geleneksel şiddete karşı olma düşüncesiyle, Çin yöntemlerine direndi. Bu direnişi ve barışçıl mücadelesi sonucunda, 1989 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.
Değerli bulduğu her şeyin mahvedilmesine, manastırların yıkılmasına karşı Dalai Lama, her zaman, Çinlilere ve dünya liderlerine barıştan söz etti. Hala, bir gün Çinlilerin, halkına adil davranacağını umarak çalışıyor.