"Gerçek bir dosta bakan kişi, adeta onda kendisinin yansısını görür. Böylece, uzaktakiler yakınlaşır, yoksullar zenginleşir, zayıflar güçlenir; hatta, söylemesi tuhaf olacak ama, ölüler bile dirilir; dostlara duyulan saygı, onların bizde bıraktıkları anıları ve özlemleri işte bu kadar büyüktür. Böylece, aramızdan ayrılan dostların ölümü kutlu bir ölüm olarak anılır, hâlâ beraber yaşadığımız dostların yaşamı ise övgüye değer bulunur." Cicero'nun, Antik Çağ'ın en önemli ahlaksal değerlerinden olan dostluk (amicitia) kavramını irdelediği De Amicitia, ilkin, Eski Yunan felsefecilerinin dostluk kavramıyla ilgili düşüncelerinin, Romalı bir düşünürün zihninde aldığı son biçimi göstermesi ve dolayısıyla Eski Yunan'ın dostluk anlayışının adeta bir özeti olması; ikinci olarak, daha çok Roma'ya özgü bir anlayış olan siyasal alanda dostluk hakkında ayrıntılı bilgi içermesi açısından önemli bir yapıttır.
"Gerçek bir dosta bakan kişi, adeta onda kendisinin yansısını görür. Böylece, uzaktakiler yakınlaşır, yoksullar zenginleşir, zayıflar güçlenir; hatta, söylemesi tuhaf olacak ama, ölüler bile dirilir; dostlara duyulan saygı, onların bizde bıraktıkları anıları ve özlemleri işte bu kadar büyüktür. Böylece, aramızdan ayrılan dostların ölümü kutlu bir ölüm olarak anılır, hâlâ beraber yaşadığımız dostların yaşamı ise övgüye değer bulunur." Cicero'nun, Antik Çağ'ın en önemli ahlaksal değerlerinden olan dostluk (amicitia) kavramını irdelediği De Amicitia, ilkin, Eski Yunan felsefecilerinin dostluk kavramıyla ilgili düşüncelerinin, Romalı bir düşünürün zihninde aldığı son biçimi göstermesi ve dolayısıyla Eski Yunan'ın dostluk anlayışının adeta bir özeti olması; ikinci olarak, daha çok Roma'ya özgü bir anlayış olan siyasal alanda dostluk hakkında ayrıntılı bilgi içermesi açısından önemli bir yapıttır.