Belki de sosyalizmler tarihindeki tek trajedi bir zamanlar aristokrasiye/feodalizme karşı kahramanlaşan "demokrasi ve birey"in bu kez aristokrasinin yerine konulan sosyalizme karşı kahramanlaşmış olmasıdır. Apacık duran, "sosyalizmlerin" sebebi ne olursa olsun demokrasi düşüncesine ve pratiğine yenilmiş olmasıdır. Reel sosyalizmlerin ya da A. Arblaster'in deyimiyle "Avrupa Komünizmi'nin gerçek çöküşüyle birlikte "mutlak bireyin özgürlüğü"ne dayanan demokrasi düşüncesi en sağından en soluna ve hatta bir kısım "Marksiste" varıncaya kadar oy sandıkları ve parlamentosuyla beraber önemli bir seçenek olmak zorundadır.
"Demokrasi bir olgu olmaktan önce bir düşüncedir ve bir düşünce olduğu için de tek bir açık ve ortak anlamı yoktur. Demokrasi uzun geçmişinde birçok farklı ve yan anlama sahip olmuştur. Bugün Batı'da demokrasi diye adlandırılan kavramın ne olduğu, geçmişte ve şimdi farklı bir demokrasi düşüncesine sahip olanları tatmin etmeyecektir." E.H. Carr'a göre "yüzyıllardır sahip olduğumuz bir şeyi savunurmuşcasına demokrasi savunuculuğu yapmak kendini kandırmaktır ve tamamen sahtedir
. Demokrasi kurumların varlığını devam ettirmesinde değil, iktidarın nerede bulunduğu ve kullanıldığı sorusunda aranmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, demokrasi bir aşama sorunudur. Bugün bazı ülkeler diğerlerinden daha demokratiktir. Fakat, tümünde de herhangi bir demokrasi düzeyi uygulansa, belki de hiçbirisinin çok demokratik olmadığı görülecektir." Rıza Gösterme, Halk Tarafından Yönetim, Çoğunluk Yönetimi, Eşitlikçilik, Temsili Demokrasi ve gençlik yazılarında Marx'ın da değindiği Doğrudan Demokrasi gibi modelleri "Demokrasi Kavramı'nın içinden tartışan A. Arblaster, bu kısa kitapta Eski Yunandan bugüne bütün bir demokrasi tarihini ve demokrasi mücadelesini kuramsal öğeleriyle birlikte esaslı bir incelemeye tabi tutuyor
. Açık yüreklilikle ekliyor: Bilimsel faaliyetler politikadan uzaklaştırılamaz, demokrasi hakkında yapılan bir çalışmada da tarafsız olunamaz. Bulunduğu tarafı açıklıyor: Kitle demokrasisi, zor ve bugüne kadar keşfedilmemiş bir alandır; demokrasiyi savunma değil, oluşturma ihtiyacından bahsedeceksek hedefe çok yakın olmalıyız ve çok daha inandırıcı bir sloganımız olmalı.
Belki de sosyalizmler tarihindeki tek trajedi bir zamanlar aristokrasiye/feodalizme karşı kahramanlaşan "demokrasi ve birey"in bu kez aristokrasinin yerine konulan sosyalizme karşı kahramanlaşmış olmasıdır. Apacık duran, "sosyalizmlerin" sebebi ne olursa olsun demokrasi düşüncesine ve pratiğine yenilmiş olmasıdır. Reel sosyalizmlerin ya da A. Arblaster'in deyimiyle "Avrupa Komünizmi'nin gerçek çöküşüyle birlikte "mutlak bireyin özgürlüğü"ne dayanan demokrasi düşüncesi en sağından en soluna ve hatta bir kısım "Marksiste" varıncaya kadar oy sandıkları ve parlamentosuyla beraber önemli bir seçenek olmak zorundadır.
"Demokrasi bir olgu olmaktan önce bir düşüncedir ve bir düşünce olduğu için de tek bir açık ve ortak anlamı yoktur. Demokrasi uzun geçmişinde birçok farklı ve yan anlama sahip olmuştur. Bugün Batı'da demokrasi diye adlandırılan kavramın ne olduğu, geçmişte ve şimdi farklı bir demokrasi düşüncesine sahip olanları tatmin etmeyecektir." E.H. Carr'a göre "yüzyıllardır sahip olduğumuz bir şeyi savunurmuşcasına demokrasi savunuculuğu yapmak kendini kandırmaktır ve tamamen sahtedir
. Demokrasi kurumların varlığını devam ettirmesinde değil, iktidarın nerede bulunduğu ve kullanıldığı sorusunda aranmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, demokrasi bir aşama sorunudur. Bugün bazı ülkeler diğerlerinden daha demokratiktir. Fakat, tümünde de herhangi bir demokrasi düzeyi uygulansa, belki de hiçbirisinin çok demokratik olmadığı görülecektir." Rıza Gösterme, Halk Tarafından Yönetim, Çoğunluk Yönetimi, Eşitlikçilik, Temsili Demokrasi ve gençlik yazılarında Marx'ın da değindiği Doğrudan Demokrasi gibi modelleri "Demokrasi Kavramı'nın içinden tartışan A. Arblaster, bu kısa kitapta Eski Yunandan bugüne bütün bir demokrasi tarihini ve demokrasi mücadelesini kuramsal öğeleriyle birlikte esaslı bir incelemeye tabi tutuyor
. Açık yüreklilikle ekliyor: Bilimsel faaliyetler politikadan uzaklaştırılamaz, demokrasi hakkında yapılan bir çalışmada da tarafsız olunamaz. Bulunduğu tarafı açıklıyor: Kitle demokrasisi, zor ve bugüne kadar keşfedilmemiş bir alandır; demokrasiyi savunma değil, oluşturma ihtiyacından bahsedeceksek hedefe çok yakın olmalıyız ve çok daha inandırıcı bir sloganımız olmalı.