Slovakya, ülkemizin geçmişine ait izlerinin sürülebildiği batı ülkelerinden biri. Üzerinden asırlar geçse bile, Türk kelimesinin canlı kaldığı, iki ülke arasında geçmişten gelen bağın hiç kopmadığı bir ülke. Üstelik son zamanlarda iki ülke, sanki yıllardır görüşmeyen iki çocukluk arkadaşı gibi, sahip oldukları bu bağı daha da kuvvetlendirmeye çalışıyor.
Kendi çocuklarının da bu bağı bilmesini istiyor. Orta Avrupa'daki bu ülke, geçmişte bu topraklarda yaşamış kahramanlarını anarken, bu topraklardan insanları davet ediyor. Bir zamanlar birinin zaferi ötekinin mağlubiyetiyken; bugün dostluk kazanıyor. Tıpkı yıllar sonra ebeveynlerimizin yaşlandığını arkadaşlarımızınkileri görünce anlamamız gibi, iki ülke de çocuklarının arkadaş olması gerektiğini fark ediyor. Biliyor ki, bu arkadaşlık yıllar sürecek ve nesilden nesile aktarılacak bir mirası filizlendiriyor.
Müge Aral, üçüncü kitabında Orta Avrupa'nın bu "küçük büyük ülkesini" dikkatlere sunuyor.
Slovakya, ülkemizin geçmişine ait izlerinin sürülebildiği batı ülkelerinden biri. Üzerinden asırlar geçse bile, Türk kelimesinin canlı kaldığı, iki ülke arasında geçmişten gelen bağın hiç kopmadığı bir ülke. Üstelik son zamanlarda iki ülke, sanki yıllardır görüşmeyen iki çocukluk arkadaşı gibi, sahip oldukları bu bağı daha da kuvvetlendirmeye çalışıyor.
Kendi çocuklarının da bu bağı bilmesini istiyor. Orta Avrupa'daki bu ülke, geçmişte bu topraklarda yaşamış kahramanlarını anarken, bu topraklardan insanları davet ediyor. Bir zamanlar birinin zaferi ötekinin mağlubiyetiyken; bugün dostluk kazanıyor. Tıpkı yıllar sonra ebeveynlerimizin yaşlandığını arkadaşlarımızınkileri görünce anlamamız gibi, iki ülke de çocuklarının arkadaş olması gerektiğini fark ediyor. Biliyor ki, bu arkadaşlık yıllar sürecek ve nesilden nesile aktarılacak bir mirası filizlendiriyor.
Müge Aral, üçüncü kitabında Orta Avrupa'nın bu "küçük büyük ülkesini" dikkatlere sunuyor.