Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biridir. Dünyada Türkçe konuşan insanlar yaklaşık 11 milyon kilometre karelik bir alana yayılmıştır. Doğuda Moğolistan ve Çin, batıda Sırbistan, kuzeyde Sibirya ve Kazan, güneyde Bağdat'a kadar geniş bir coğrafyada Türkçe konuşulmaktadır. Bu coğrafya içerisinde, yedi tanesi Türk devleti olan 23 ayrı devlet vardır. Günümüzde yaklaşık 300 milyon insan Türkçe ve onun lehçeleri, ağızlarıyla konuşmaktadır.
Türk yazı dilinin en önemli ve ilk örneklerinden olan Orhun Abideleri, MS 720-735 yılları arasında dikilmiştir. Orhun Abideleri okunduğunda Türkçenin ulaştığı seviye yüksekliği ve zenginliği karşısında bütün Avrupa hayretler içinde kalmıştır. 8. yüzyıla kadar Avrupa'da hâkim dil olan Latince, dünya düşünce tarihinde egemen tek dil olarak kabul ediliyordu. Latince dışında son derece etkin, zengin ve edebi bir Türk dilinin mevcudiyeti, düşünce ve kültür tarihi uzmanlarını da şaşırtmıştır. Fransızcanın en eski yazılı belgesinin
15. yüzyıla, Almancanın 14. yüzyıl, Rusçanın ise 13. yüzyıla ait olduğu göz önüne alınırsa, Türk dilinin köklü geçmişi çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
“Öldükten sonra da yaşamak istiyorsanız geride ölmez bir eser bırakınız.” sözünün mucibince, milletimizin genç beyinlerinin millî kimlik ve benlikten uzaklaşmamasını temin için büyük gayret gösteren yazar, bu gayretlerini ebedîleştirmek için kaleme sarılmış ve yıllardır birçok üniversitede okutulan bir eser ortaya çıkarmıştır. Yazar bu eseri ile küreselleşme adı altında dil ve kültürü yozlaştırma ve böylece millî devletleri daha kolay sömürülebilir hâle getirme oyunlarına dikkat çekmiştir. Sadece eğitim çağındaki gençlerin değil her yaştan okurun ilgisini çeken bu eser “bâki kalan bu kubbede hoş bir seda” misali millî bilince sahip Türk insanının yüreğinde yankı bulacaktır.
Eserin yeni basımının yapılmasında teşviki olan başta üniversite öğrencilerimiz olmak üzere, meslektaşlarımıza ve rahmetli yazarın eşine ve çocuklarına şükran ve minnet duygularımızı ifade etmek istiyoruz. Özellikle de yazarın ruhunun şad olması duasıyla bütün okuyucularımıza selam ve hürmetlerimizi bildiririz.
Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biridir. Dünyada Türkçe konuşan insanlar yaklaşık 11 milyon kilometre karelik bir alana yayılmıştır. Doğuda Moğolistan ve Çin, batıda Sırbistan, kuzeyde Sibirya ve Kazan, güneyde Bağdat'a kadar geniş bir coğrafyada Türkçe konuşulmaktadır. Bu coğrafya içerisinde, yedi tanesi Türk devleti olan 23 ayrı devlet vardır. Günümüzde yaklaşık 300 milyon insan Türkçe ve onun lehçeleri, ağızlarıyla konuşmaktadır.
Türk yazı dilinin en önemli ve ilk örneklerinden olan Orhun Abideleri, MS 720-735 yılları arasında dikilmiştir. Orhun Abideleri okunduğunda Türkçenin ulaştığı seviye yüksekliği ve zenginliği karşısında bütün Avrupa hayretler içinde kalmıştır. 8. yüzyıla kadar Avrupa'da hâkim dil olan Latince, dünya düşünce tarihinde egemen tek dil olarak kabul ediliyordu. Latince dışında son derece etkin, zengin ve edebi bir Türk dilinin mevcudiyeti, düşünce ve kültür tarihi uzmanlarını da şaşırtmıştır. Fransızcanın en eski yazılı belgesinin
15. yüzyıla, Almancanın 14. yüzyıl, Rusçanın ise 13. yüzyıla ait olduğu göz önüne alınırsa, Türk dilinin köklü geçmişi çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
“Öldükten sonra da yaşamak istiyorsanız geride ölmez bir eser bırakınız.” sözünün mucibince, milletimizin genç beyinlerinin millî kimlik ve benlikten uzaklaşmamasını temin için büyük gayret gösteren yazar, bu gayretlerini ebedîleştirmek için kaleme sarılmış ve yıllardır birçok üniversitede okutulan bir eser ortaya çıkarmıştır. Yazar bu eseri ile küreselleşme adı altında dil ve kültürü yozlaştırma ve böylece millî devletleri daha kolay sömürülebilir hâle getirme oyunlarına dikkat çekmiştir. Sadece eğitim çağındaki gençlerin değil her yaştan okurun ilgisini çeken bu eser “bâki kalan bu kubbede hoş bir seda” misali millî bilince sahip Türk insanının yüreğinde yankı bulacaktır.
Eserin yeni basımının yapılmasında teşviki olan başta üniversite öğrencilerimiz olmak üzere, meslektaşlarımıza ve rahmetli yazarın eşine ve çocuklarına şükran ve minnet duygularımızı ifade etmek istiyoruz. Özellikle de yazarın ruhunun şad olması duasıyla bütün okuyucularımıza selam ve hürmetlerimizi bildiririz.