9789944183574
512475
https://www.kitapvekahve.com/din-devlet-demokrasi
Din - Devlet Demokrasi
25.00
İslâmiyet; "silm" kökünden, "barış" demektir. Cumhuriyet ise; farklı kültür ve kökenden, bütün insanların birlikte, barış ve bereket içerisinde yaşayacakları ve en etkin biçimde yönetime katılacakları yeni bir medeniyet dönemidir.
Cumhuriyet deyince, geçmişte ve günümüzde İslam adına ortaya çıkan bazı kötü ve ürkütücü örneklerin hatıra gelmemesi için "asla bir arada bulunmaz ve barışmaz" zannedilen Din, Devlet, Laiklik ve Demokrasi gibi kurum ve kavramların, aslında rahatlıkla uyuşabileceği gerçeğini ortaya koymak üzere bu kitap okurlarımızın dikkat ve değerlendirmesine takdim edilmiştir.
Çatışma yerine, barışma birlikte yaşamanın... Zıtlaşma yerine yardımlaşma ve hizmette yarışmanın. düşmanlık ve dışlanma yerine hoşgörü ve dayanışmanın... Farklılıklarımızı ve aykırılıklarımızı bile bir zenginliğe dönüştürüp kucaklaşmanın mümkün olduğu inancındayız. Her yerde ve her halde mümükün olduğu inancındayız. Bu yüzden Adalet Düzenini ve Hukuk devletini savunmaktayız. Örnek bir laikliği ve gerçek bir demokrasiyi arzulamaktayız. Dinle devletin çatışmasının değil, barışmasının ve her birinin kendi sahasında çalışmasının yararlı olacağı düşüncesini taşımaktayız. Laikliğin, "Dini dışlamak veya dine düşmanlık" şeklinde algılanmasını ve uygulamasını toplum barışı için çok tehlikeli bulmaktayız.
Demokrasi içinde, temel insan haklarına dayanan bir toplumsal uzlaşmanın önemine, ve farklı din ve düşünceden ama herkesle birlikte huzurlu ve onurlu yaşamanın gereğine ve farklı din ve düşünceden ama herkesle birlikte huzurlu ve onurlu yaşamanın gereğine inanmaktayız. Bize göre Demokrasi: "Halkın, kendisini yönetecek zihniyet ve şahsiyetleri, kendi hür iradesi ve vicdani kanaatiyle seçmiş olması... Toplumun her tabakasının ülke yönetimine fiilen katılımının sağlanması... Farklı görüş ve kesimlerin, temel insan hakları ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde ve karşılıklı saygı ve hoşgörü içerisinde, birlikte yaşama şartlarının hazırlanması şeklindeki bir adalet ve fazilet rejimidir.
Ama Demon - Krasi ve Despotizm'e gelince, kendi halkını "sadece güdülmesi gereken cahil sürüsü" olarak küçümseyen... Yerli ve millî değerleri ve manevî temelleri terk eden... Ülke yönetimini ve demokratik hak ve yetkileri sadece bir avuç seçkin zümreye lâyık gören bir zihniyet ise, demokrasi kılıfı geçirilmiş bir despotizm'den ve Şeytanlık idaresinde başka bir şey değildir.
İslâmiyet; "silm" kökünden, "barış" demektir. Cumhuriyet ise; farklı kültür ve kökenden, bütün insanların birlikte, barış ve bereket içerisinde yaşayacakları ve en etkin biçimde yönetime katılacakları yeni bir medeniyet dönemidir.
Cumhuriyet deyince, geçmişte ve günümüzde İslam adına ortaya çıkan bazı kötü ve ürkütücü örneklerin hatıra gelmemesi için "asla bir arada bulunmaz ve barışmaz" zannedilen Din, Devlet, Laiklik ve Demokrasi gibi kurum ve kavramların, aslında rahatlıkla uyuşabileceği gerçeğini ortaya koymak üzere bu kitap okurlarımızın dikkat ve değerlendirmesine takdim edilmiştir.
Çatışma yerine, barışma birlikte yaşamanın... Zıtlaşma yerine yardımlaşma ve hizmette yarışmanın. düşmanlık ve dışlanma yerine hoşgörü ve dayanışmanın... Farklılıklarımızı ve aykırılıklarımızı bile bir zenginliğe dönüştürüp kucaklaşmanın mümkün olduğu inancındayız. Her yerde ve her halde mümükün olduğu inancındayız. Bu yüzden Adalet Düzenini ve Hukuk devletini savunmaktayız. Örnek bir laikliği ve gerçek bir demokrasiyi arzulamaktayız. Dinle devletin çatışmasının değil, barışmasının ve her birinin kendi sahasında çalışmasının yararlı olacağı düşüncesini taşımaktayız. Laikliğin, "Dini dışlamak veya dine düşmanlık" şeklinde algılanmasını ve uygulamasını toplum barışı için çok tehlikeli bulmaktayız.
Demokrasi içinde, temel insan haklarına dayanan bir toplumsal uzlaşmanın önemine, ve farklı din ve düşünceden ama herkesle birlikte huzurlu ve onurlu yaşamanın gereğine ve farklı din ve düşünceden ama herkesle birlikte huzurlu ve onurlu yaşamanın gereğine inanmaktayız. Bize göre Demokrasi: "Halkın, kendisini yönetecek zihniyet ve şahsiyetleri, kendi hür iradesi ve vicdani kanaatiyle seçmiş olması... Toplumun her tabakasının ülke yönetimine fiilen katılımının sağlanması... Farklı görüş ve kesimlerin, temel insan hakları ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde ve karşılıklı saygı ve hoşgörü içerisinde, birlikte yaşama şartlarının hazırlanması şeklindeki bir adalet ve fazilet rejimidir.
Ama Demon - Krasi ve Despotizm'e gelince, kendi halkını "sadece güdülmesi gereken cahil sürüsü" olarak küçümseyen... Yerli ve millî değerleri ve manevî temelleri terk eden... Ülke yönetimini ve demokratik hak ve yetkileri sadece bir avuç seçkin zümreye lâyık gören bir zihniyet ise, demokrasi kılıfı geçirilmiş bir despotizm'den ve Şeytanlık idaresinde başka bir şey değildir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.