"Peki insanlık tarihiyle başlayan din olgusu nasıl oluştu? Veya oluşturuldu? Zira bütün kainatı yaratan Yüce Allah insanları kendisini tanıtma adına ayrı ayrı dinsel inanışlar icat edip sonra birbirlerini katletmelerini mi buyurdu? Bir taraftan tek Tanrılı dinlerin temel ilkesi olan "Heğimiz Adem ve Havva'dan geldik hepimiz kardeşiz" ilahi konseptiyle, diğer taraftan da insan nefsinden zuhur etmiş, "Sen karşı taraftansın" veya "aynı tarafta olsak bile diğer mezhepten veya düşmanım olabilirsin" mantığı. Güç sahipleri veya belirli zümreler Yetkilerini Yüce Yaratıcı'dan aldıklarını iddia ederek insanlık tarihinin başlangıcından beri egoistçe yaklaşımları esas olmak üzere, arka planında hep kendi siyasi, maddi, askeri çıkarlarını korumak olan bir takım inanç sistemleri icat etmişler veya mevcut inanç sistemlerini modifiye etmişler ve yine saydığımız sebeplere paralel olarak yasaklarla, cezalarla hatta insanları kurban etme uygulamalarıyla kendi saltanatlarını zalimce ayakta tutmaya çalışmışlardır. Maalesef Güneş gibi parlayan ve bir o kadar aşikar olan üstelik Güneşe ve tüm kainata ışık veren Yüce Yaratıcı'yla insanlık arasına perde üzerine perde hatta kale duvarları inşa etmişlerdir."
"Peki insanlık tarihiyle başlayan din olgusu nasıl oluştu? Veya oluşturuldu? Zira bütün kainatı yaratan Yüce Allah insanları kendisini tanıtma adına ayrı ayrı dinsel inanışlar icat edip sonra birbirlerini katletmelerini mi buyurdu? Bir taraftan tek Tanrılı dinlerin temel ilkesi olan "Heğimiz Adem ve Havva'dan geldik hepimiz kardeşiz" ilahi konseptiyle, diğer taraftan da insan nefsinden zuhur etmiş, "Sen karşı taraftansın" veya "aynı tarafta olsak bile diğer mezhepten veya düşmanım olabilirsin" mantığı. Güç sahipleri veya belirli zümreler Yetkilerini Yüce Yaratıcı'dan aldıklarını iddia ederek insanlık tarihinin başlangıcından beri egoistçe yaklaşımları esas olmak üzere, arka planında hep kendi siyasi, maddi, askeri çıkarlarını korumak olan bir takım inanç sistemleri icat etmişler veya mevcut inanç sistemlerini modifiye etmişler ve yine saydığımız sebeplere paralel olarak yasaklarla, cezalarla hatta insanları kurban etme uygulamalarıyla kendi saltanatlarını zalimce ayakta tutmaya çalışmışlardır. Maalesef Güneş gibi parlayan ve bir o kadar aşikar olan üstelik Güneşe ve tüm kainata ışık veren Yüce Yaratıcı'yla insanlık arasına perde üzerine perde hatta kale duvarları inşa etmişlerdir."