"Ortak yaşayan, ev sahibinin hakkını kabul eder, oysa ki asalak -yani şimdiki statümüz- talan ettiği ve üzerinde yaşadığı şeyi, sonunda bizzat kendisini yok olmaya mahkum ettiğinin bilincine varmaksızın ölüme mahkum ediyor."
Ünlü çağdaş Fransız Michel Serres´in bu satırlarda çarpıcı biçimde özetlediği sorun, yanıtlaması gereken temel bir soruya götüryor insanlığı:
Toplum Sözleşmesi´nin biçimlendirdiği ve artık yetersiz kaldığı bir dünyada, Doğa´yla, kendimiz ve gezegenimiz için dürüstçe bir "sözleşme" imzalayabilir miyiz?
Serres´in Batı düşünce dünyasında derin yankılar uyandıran son yapıtı "Doğayla Sözleşme", fizik felsefesinden Jules Verne´e, klasik filolojiden temel çeviri sorunlarına uzanan bir ufkun ardından ´düşündüren yalnız adam olarak portresinde Michel Serres´i ilk kez Türk okurunun karşısına çıkarıyor.
"Ortak yaşayan, ev sahibinin hakkını kabul eder, oysa ki asalak -yani şimdiki statümüz- talan ettiği ve üzerinde yaşadığı şeyi, sonunda bizzat kendisini yok olmaya mahkum ettiğinin bilincine varmaksızın ölüme mahkum ediyor."
Ünlü çağdaş Fransız Michel Serres´in bu satırlarda çarpıcı biçimde özetlediği sorun, yanıtlaması gereken temel bir soruya götüryor insanlığı:
Toplum Sözleşmesi´nin biçimlendirdiği ve artık yetersiz kaldığı bir dünyada, Doğa´yla, kendimiz ve gezegenimiz için dürüstçe bir "sözleşme" imzalayabilir miyiz?
Serres´in Batı düşünce dünyasında derin yankılar uyandıran son yapıtı "Doğayla Sözleşme", fizik felsefesinden Jules Verne´e, klasik filolojiden temel çeviri sorunlarına uzanan bir ufkun ardından ´düşündüren yalnız adam olarak portresinde Michel Serres´i ilk kez Türk okurunun karşısına çıkarıyor.