İnsanlar düşüncenin gizli tutulabileceğini düşünürler, ancak bu mümkün değildir.
“Mutluluk mu daha çok yakışır insana yoksa hüzün mü?” sorusuna cevap arayan bir kadının, yine aynı soruya yanıt veremeyen başka bir adama denk gelmesiyle başlıyor her şey.
Kalkmak üzere olan trene binip uzaklaşmak mı yoksa toplumun kelepçelerine boyun eğmek mi? Yazar coğrafyadan coğrafyaya kadın olmanın değişiklik arz ettiğini, Beritan ve Zeynep'in ilginç yaşam öykülerini yer yer geçmişin tozlu sayfalarını açarak gösteriyor.
Doğudan batıya köprüler kurulan, şehir duvarlarının ve sokaklarının sayısız keder ve hüzünle inşa edildiği bu romanda Yılmaz, kadın ve erkeğe göre iyiliğin ve kötülüğün, ihanetin ve sadakatin görünmez çıplaklığını, okuyucuyu çıkardığı bilinçaltı yolculuklarıyla gözler önüne seriyor.
İnsanlar düşüncenin gizli tutulabileceğini düşünürler, ancak bu mümkün değildir.
“Mutluluk mu daha çok yakışır insana yoksa hüzün mü?” sorusuna cevap arayan bir kadının, yine aynı soruya yanıt veremeyen başka bir adama denk gelmesiyle başlıyor her şey.
Kalkmak üzere olan trene binip uzaklaşmak mı yoksa toplumun kelepçelerine boyun eğmek mi? Yazar coğrafyadan coğrafyaya kadın olmanın değişiklik arz ettiğini, Beritan ve Zeynep'in ilginç yaşam öykülerini yer yer geçmişin tozlu sayfalarını açarak gösteriyor.
Doğudan batıya köprüler kurulan, şehir duvarlarının ve sokaklarının sayısız keder ve hüzünle inşa edildiği bu romanda Yılmaz, kadın ve erkeğe göre iyiliğin ve kötülüğün, ihanetin ve sadakatin görünmez çıplaklığını, okuyucuyu çıkardığı bilinçaltı yolculuklarıyla gözler önüne seriyor.