Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden
bir köprünün dilinden anlatan olağanüstü bir roman.
Nobelli yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü'nde, isyanların, salgınların,
savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar'ın tarihini, eski
Bosna'yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın
milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. Osmanlı yönetimi
altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle
ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken,
Andriç'in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir
zulüm hikâyesidir. Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin
ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık ve zengin bir hayat
anlatısıdır bu.
“İvo Andriç izini sürdüğü temaları ve ülkesinin tarihinden seçtiği insan
yazgılarını, güçlü ve destansı bir dille anlatmıştır.”
-1961 Nobel Edebiyat Ödülü Komitesi
Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden
bir köprünün dilinden anlatan olağanüstü bir roman.
Nobelli yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü'nde, isyanların, salgınların,
savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar'ın tarihini, eski
Bosna'yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın
milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. Osmanlı yönetimi
altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle
ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken,
Andriç'in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir
zulüm hikâyesidir. Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin
ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık ve zengin bir hayat
anlatısıdır bu.
“İvo Andriç izini sürdüğü temaları ve ülkesinin tarihinden seçtiği insan
yazgılarını, güçlü ve destansı bir dille anlatmıştır.”
-1961 Nobel Edebiyat Ödülü Komitesi