1912’de Adriyatik kıyısındaki bir şatoda (Duino Şatosu) başlıyor “Ağıtlar”ı yazmaya Rilke, on yıl sonra başka bir şatoda, İsviçre’deki Muzot Şatosu’nda tamamlayabiliyor ancak. Aradaki boşluğun büyük bölümünde susuyor Rilke, Büyük Savaş’ın neden olduğu travmayla bıçak gibi kesiliyor şiiri. Ağıtlar’a geri döndüğünde, 1922’nin Şubat’ında, müthiş bir yaratıcılık sağanağına yakalanarak birkaç haftada tamamlıyor yapıtını. 20. yüzyılın en etkileyici şiir kitaplarından biri olan Duino Ağıtları’nı şair Can Alkor’un ilk yayınlandığında (İyi Şeyler Yayıncılık, 1993) büyük beğeniyle karşılanan eşsiz çevirisiyle sunuyoruz okurlara, şairlerin şairleri çevirmesinin yapıta ikili bir sesleniş kazandırdığına inanarak.
Çünkü çok şey burda oluş, çünkü burada herşey
bizi istiyor apaçık, o yitip giden, bize bir tuhaf
dokunan şey. Bizi, hem de en çabuk yitenleri. Bir kez
hepsi, yalnız bir kez. Bir kez, bir daha yok. Evet,
bizler de bir kez. Bir daha yok. Ama bu,
bir kez bulunmuş olmak, bir kezcik de olsa
yeryüzünde bulunmuş olmak, sanma geri alınabilir.
(Dokuzuncu Ağıt, s. 42)
1912’de Adriyatik kıyısındaki bir şatoda (Duino Şatosu) başlıyor “Ağıtlar”ı yazmaya Rilke, on yıl sonra başka bir şatoda, İsviçre’deki Muzot Şatosu’nda tamamlayabiliyor ancak. Aradaki boşluğun büyük bölümünde susuyor Rilke, Büyük Savaş’ın neden olduğu travmayla bıçak gibi kesiliyor şiiri. Ağıtlar’a geri döndüğünde, 1922’nin Şubat’ında, müthiş bir yaratıcılık sağanağına yakalanarak birkaç haftada tamamlıyor yapıtını. 20. yüzyılın en etkileyici şiir kitaplarından biri olan Duino Ağıtları’nı şair Can Alkor’un ilk yayınlandığında (İyi Şeyler Yayıncılık, 1993) büyük beğeniyle karşılanan eşsiz çevirisiyle sunuyoruz okurlara, şairlerin şairleri çevirmesinin yapıta ikili bir sesleniş kazandırdığına inanarak.
Çünkü çok şey burda oluş, çünkü burada herşey
bizi istiyor apaçık, o yitip giden, bize bir tuhaf
dokunan şey. Bizi, hem de en çabuk yitenleri. Bir kez
hepsi, yalnız bir kez. Bir kez, bir daha yok. Evet,
bizler de bir kez. Bir daha yok. Ama bu,
bir kez bulunmuş olmak, bir kezcik de olsa
yeryüzünde bulunmuş olmak, sanma geri alınabilir.
(Dokuzuncu Ağıt, s. 42)