Dünya Tarım Tarihi Neolitik Çağ'dan Günümüzdeki Krize
Dünya Tarım Tarihi, tarımın insanlık tarihi ve yaşamın evrimindeki yerini, Neolitik Çağ'daki kökenlerinden başlayarak 21. yüzyılın ilk yıllarına kadar ayrıntılarıyla inceliyor.
“Tarım ne yaratılmış ne de keşfedilmiştir”.
Tarım tarihi, insanın alet kullanmaya başladığı (ya da insanın “evcilleştiği”), bitkileri ve hayvanları evcilleştirdiği destansı bir süreci içerir. Dolayısıyla tarım, insanın evrimleşme sürecinde ortaya çıkmış ve insanla, insanın beslenme ve “biriktirme” süreçleriyle birlikte evrimleşmiştir.
Bilenebildiği kadarıyla atamız Homo Sapiens Sapiens günümüzden 200 bin yıl önce ortaya çıkmaya başladıktan sonra tüm kıtalara hızla yayılmış ve içinde yaşamaya başladığı bölge eko-sistemlerini ciddî biçimde etkilemiştir.
Bugünkü tarım, neolitik çağda homo sapiens sapiens “toplumunu” etkileyen uzun bir evrim süreciyle birlikte ilerlemiş, nihayet insan, günümüzden 10 bin yıl önce, ilk evcil bitki ve hayvan yetiştiriciliğine başlamıştır.
İnsanın 10 bin yıllık tarih boyunca, öğrendiği, ürettiği, kısıtlı âletlerle yü- rüttüğü ve bölgelere göre inanılmaz derecede farklılaşmış olan tarımsal ilişkiler süreci, 20. yüzyıl başından itibaren hızla makineleşmiştir: Üretim imkânları, kimya sanayi (gübre, ilaç vb.), tohum, makineleşme ve nakliye, ileti- şim ve bankacılık tekniklerindeki gelişmeler sonucunda özellikle son 60-70 yılda olağanüstü boyutlarda artmıştır. Fakat tohum, gübre, hayvan yemi, … satış noktaları gibi tarımsal ilişki ve üretim süreçlerinin vazgeçilmezi olan un- surların tamamı büyük şirketlerin elinde toplanmıştır. Köylü, toprak ve eko-sistem olguları tarımsal üretimden dışlanmış, tarımsal bütünlük bozulmuştur.
Tarım sistematik bir bütünlüğün adıdır, bütünlük bozulduğunda tarımsal olan her şey aynı ânda bozulmuş olur.
Evet, 21. yüzyılın başındayız ve “bildiğimiz tarım”ın destansı tarihi, endüstri havuzunda her gün yeniden yaratılan ve keşfedilen şirketlerin maddî hayattaki etkinliğiyle sona ermiştir.
Ama hala şirketlerin yıkıcı rekabetinden korunma ve tamamen yok olmaya doğru sürüklenen yoksul tarıma ya da köylü tarımına gelişme imkanı tanıyacak politika seçeneklerine hayat verme fırsatı vardır.
Dünya Tarım Tarihi, tarımın insanlık tarihi ve yaşamın evrimindeki yerini, Neolitik Çağ'daki kökenlerinden başlayarak 21. yüzyılın ilk yıllarına kadar ayrıntılarıyla inceliyor.
“Tarım ne yaratılmış ne de keşfedilmiştir”.
Tarım tarihi, insanın alet kullanmaya başladığı (ya da insanın “evcilleştiği”), bitkileri ve hayvanları evcilleştirdiği destansı bir süreci içerir. Dolayısıyla tarım, insanın evrimleşme sürecinde ortaya çıkmış ve insanla, insanın beslenme ve “biriktirme” süreçleriyle birlikte evrimleşmiştir.
Bilenebildiği kadarıyla atamız Homo Sapiens Sapiens günümüzden 200 bin yıl önce ortaya çıkmaya başladıktan sonra tüm kıtalara hızla yayılmış ve içinde yaşamaya başladığı bölge eko-sistemlerini ciddî biçimde etkilemiştir.
Bugünkü tarım, neolitik çağda homo sapiens sapiens “toplumunu” etkileyen uzun bir evrim süreciyle birlikte ilerlemiş, nihayet insan, günümüzden 10 bin yıl önce, ilk evcil bitki ve hayvan yetiştiriciliğine başlamıştır.
İnsanın 10 bin yıllık tarih boyunca, öğrendiği, ürettiği, kısıtlı âletlerle yü- rüttüğü ve bölgelere göre inanılmaz derecede farklılaşmış olan tarımsal ilişkiler süreci, 20. yüzyıl başından itibaren hızla makineleşmiştir: Üretim imkânları, kimya sanayi (gübre, ilaç vb.), tohum, makineleşme ve nakliye, ileti- şim ve bankacılık tekniklerindeki gelişmeler sonucunda özellikle son 60-70 yılda olağanüstü boyutlarda artmıştır. Fakat tohum, gübre, hayvan yemi, … satış noktaları gibi tarımsal ilişki ve üretim süreçlerinin vazgeçilmezi olan un- surların tamamı büyük şirketlerin elinde toplanmıştır. Köylü, toprak ve eko-sistem olguları tarımsal üretimden dışlanmış, tarımsal bütünlük bozulmuştur.
Tarım sistematik bir bütünlüğün adıdır, bütünlük bozulduğunda tarımsal olan her şey aynı ânda bozulmuş olur.
Evet, 21. yüzyılın başındayız ve “bildiğimiz tarım”ın destansı tarihi, endüstri havuzunda her gün yeniden yaratılan ve keşfedilen şirketlerin maddî hayattaki etkinliğiyle sona ermiştir.
Ama hala şirketlerin yıkıcı rekabetinden korunma ve tamamen yok olmaya doğru sürüklenen yoksul tarıma ya da köylü tarımına gelişme imkanı tanıyacak politika seçeneklerine hayat verme fırsatı vardır.