"O gün, erken akşamdan gümüşsü, çağıltılı bir ışık yayılmıştı çevreye. Öylesine denk, tıpatıp ki, izlenimci bir tablonun renkleri olmadığına inanmak bile zordu. Menekşe rengine bürünen akşam göğünde, düşünmek tedirginliğimi artırmıştır. Nilüferler gibi su yüzüne çıkıyordu, acılarım, birer birer. Kuşku yok, dönüş, tunç yeşili bir elem yolu niteliği kazanmıştı."
Yeni yolculukların, yeni tatların 'dönüş'ünde birikmiş bir dizi deneme daha, Uğur Kökden'den: Düşlerin Günbatımı...Duyarlı bakışını farklı renklerin, seslerin coğrafyalarından gezdiriyor yazar; uygarlıkların izini sürüyor, dünden bugüne köprüler kuruyor... Karatepe'nin ışığı, Karadeniz'in esintisi, Erythrai'nin dolunayı, Delft'in uyuyan güzeli, İtalya'nın albenisi:
"Herhangi bir zamandan derlenmiş yüzler, yerler, anılar, öyküler, sesler, gökkuşağı renkleri ve sonlu yaşamlar kozası...."
(Arka Kapak)
"O gün, erken akşamdan gümüşsü, çağıltılı bir ışık yayılmıştı çevreye. Öylesine denk, tıpatıp ki, izlenimci bir tablonun renkleri olmadığına inanmak bile zordu. Menekşe rengine bürünen akşam göğünde, düşünmek tedirginliğimi artırmıştır. Nilüferler gibi su yüzüne çıkıyordu, acılarım, birer birer. Kuşku yok, dönüş, tunç yeşili bir elem yolu niteliği kazanmıştı."
Yeni yolculukların, yeni tatların 'dönüş'ünde birikmiş bir dizi deneme daha, Uğur Kökden'den: Düşlerin Günbatımı...Duyarlı bakışını farklı renklerin, seslerin coğrafyalarından gezdiriyor yazar; uygarlıkların izini sürüyor, dünden bugüne köprüler kuruyor... Karatepe'nin ışığı, Karadeniz'in esintisi, Erythrai'nin dolunayı, Delft'in uyuyan güzeli, İtalya'nın albenisi:
"Herhangi bir zamandan derlenmiş yüzler, yerler, anılar, öyküler, sesler, gökkuşağı renkleri ve sonlu yaşamlar kozası...."
(Arka Kapak)