"İlk çözümlenmesi gereken herhalde vahiy ile fikir arasındaki fark ve ilişkiye bir çözüm, bir çare üretme sorunudur. Öncelikle vahiy, ilahidir, mutlaktır, tartışılmaz ve yanılmasızdır, bunu biliyoruz. Oysa fikir beşeridir, özneldir, tartışılabilir ve yanılır. Elbette Allah'ın vahyi karşısında ve ona rağmen bir fikir vahiyle boy ölçüşemez. Tabii bu noktada akla bir soru takılıyor. Doğuştanlığı bozmamış bir akıl, yani selim akıl, vahye aykırı bir fikre iman edebilir mi? Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da fikri imal etmekle ona iman etmek arasındaki ince farktır. Evet akıl her türlü fikri imal edebilir. Ancak ona iman etmesi, yani yakın kesbetmesi her hal ve şartta zaruri değildir. Şöyle düşünelim: insan, vahyin Allah'tan geldiği bilecek, ona inanacak, aklın Allah'ın fıtratımıza yerleştirdiği bir nimet olduğunu da bilecek... Sonra bize akıl nimetiyle birlikte söz konusu akıl yetimize hitap eden teklifler gönderdiğini öğrenecek..."
"İlk çözümlenmesi gereken herhalde vahiy ile fikir arasındaki fark ve ilişkiye bir çözüm, bir çare üretme sorunudur. Öncelikle vahiy, ilahidir, mutlaktır, tartışılmaz ve yanılmasızdır, bunu biliyoruz. Oysa fikir beşeridir, özneldir, tartışılabilir ve yanılır. Elbette Allah'ın vahyi karşısında ve ona rağmen bir fikir vahiyle boy ölçüşemez. Tabii bu noktada akla bir soru takılıyor. Doğuştanlığı bozmamış bir akıl, yani selim akıl, vahye aykırı bir fikre iman edebilir mi? Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da fikri imal etmekle ona iman etmek arasındaki ince farktır. Evet akıl her türlü fikri imal edebilir. Ancak ona iman etmesi, yani yakın kesbetmesi her hal ve şartta zaruri değildir. Şöyle düşünelim: insan, vahyin Allah'tan geldiği bilecek, ona inanacak, aklın Allah'ın fıtratımıza yerleştirdiği bir nimet olduğunu da bilecek... Sonra bize akıl nimetiyle birlikte söz konusu akıl yetimize hitap eden teklifler gönderdiğini öğrenecek..."
