Derviş bu kitabı; geçirdiği kalp ameliyatından sonra, hastanenin o beyaz duvarları, beyaz çarşafları içinde yazıyor. Onu kuşatan ölüm duvarına, bedenin duvarına, kalbin duvarına, hastane duvarına, rivayeti ve raviyi utandıran duvara, dilin duvarına, bu beyaz duvar içinden yükselen ilaha yazıyor ve "Bu senin adındır." diye başlıyor. Ne yazık ki direnişi, 9 Ağustos 2008 tarihinde, geçirdiği diğer bir kalp ameliyatında yaşamını yitirmesiyle son buluyor. Bu kitapta, Derviş'in meydan okuduğu ölüme karşı zafer kazanmasını bulacaksınız. Yaşadığı bütün bozgunlara, katliamlara, zulümlere ve soykırımlara rağmen... Yengiyle yenilgi arasında gidip gelen bir şairin, hasta yatağında mırıldandıklarını duyacaksınız. Kitabı oluşturan uzun şiirin sonunda, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı ve hiçbir kitabına girmemiş iki şiiri bulunmakta. Her iki şiirinde de ölümün soluğunu ensesinde duyumsarken, "Ben kimim?" diyerek kimliğini sorguluyor şair. Ama umudunu ve insan sevgisini eksik etmeden...
Derviş bu kitabı; geçirdiği kalp ameliyatından sonra, hastanenin o beyaz duvarları, beyaz çarşafları içinde yazıyor. Onu kuşatan ölüm duvarına, bedenin duvarına, kalbin duvarına, hastane duvarına, rivayeti ve raviyi utandıran duvara, dilin duvarına, bu beyaz duvar içinden yükselen ilaha yazıyor ve "Bu senin adındır." diye başlıyor. Ne yazık ki direnişi, 9 Ağustos 2008 tarihinde, geçirdiği diğer bir kalp ameliyatında yaşamını yitirmesiyle son buluyor. Bu kitapta, Derviş'in meydan okuduğu ölüme karşı zafer kazanmasını bulacaksınız. Yaşadığı bütün bozgunlara, katliamlara, zulümlere ve soykırımlara rağmen... Yengiyle yenilgi arasında gidip gelen bir şairin, hasta yatağında mırıldandıklarını duyacaksınız. Kitabı oluşturan uzun şiirin sonunda, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı ve hiçbir kitabına girmemiş iki şiiri bulunmakta. Her iki şiirinde de ölümün soluğunu ensesinde duyumsarken, "Ben kimim?" diyerek kimliğini sorguluyor şair. Ama umudunu ve insan sevgisini eksik etmeden...