Günümüzde demokratikleşme yolundaki gelişmeler ve çalışanların artan hümanist beklentileri, duyguların iş hayatındaki önemini artırmış, böylece duygusal zekâ ön plana çıkmıştır. Diğer yandan günümüz koşullarında, organizasyonların, sadece sol beyin yeteneğine ihtiyaç gösteren sayısal verilerle değil, sağ beyin yeteneğinin kullanımını gerekli kılan sezgi yeteneğine dayalı yönetilmesine de gereksinim duyulmaktadır. Bu durumda hayal gücünün, sezgi yeteneğinin ve beraberindeki duyguların, yönetime ilişkin kararlarımızda eskisinden daha fazla rol oynadığı ileri sürülmektedir. Yöneticinin hem kendisinin hem de başkalarının duygularını doğru değerlendirmesini, etkin yönetebilmesini ve böylece kişiler arası ilişkilerinde başarılı olmasını sağlayan bir yetenek, duygusal zekâ kavramında kendisini göstermektedir. Kişiler arası ilişki becerisi ise bir liderin sahip olması gereken önemli bir özelliğidir. Bu nedenle duygusal zekâ kavramı, liderlikte araştırma konusu yapılmaktadır. Bu kitapta liderlik yaklaşımları, tarihî süreçte kısaca incelenmiştir. Bunun yanında küreselleşmenin yoğun olarak yaşandığı günümüz dünyasında vazgeçilmez olan, değişimi ve dönüşümü ön planda tutan dönüşümcü liderlik yaklaşımı ve beraberinde değerlendirmeye alınan geleneklere ve kurallara dayalı, etkileşimci liderlik yaklaşımı detaylı olarak incelenmiştir. Bu kapsamda Türk yöneticilerinde duygusal zekânın, bu iki tarz liderlik üzerindeki etkisi ve sosyo demografik değişkenler açısından farklılıkları araştırılmıştır.
Günümüzde demokratikleşme yolundaki gelişmeler ve çalışanların artan hümanist beklentileri, duyguların iş hayatındaki önemini artırmış, böylece duygusal zekâ ön plana çıkmıştır. Diğer yandan günümüz koşullarında, organizasyonların, sadece sol beyin yeteneğine ihtiyaç gösteren sayısal verilerle değil, sağ beyin yeteneğinin kullanımını gerekli kılan sezgi yeteneğine dayalı yönetilmesine de gereksinim duyulmaktadır. Bu durumda hayal gücünün, sezgi yeteneğinin ve beraberindeki duyguların, yönetime ilişkin kararlarımızda eskisinden daha fazla rol oynadığı ileri sürülmektedir. Yöneticinin hem kendisinin hem de başkalarının duygularını doğru değerlendirmesini, etkin yönetebilmesini ve böylece kişiler arası ilişkilerinde başarılı olmasını sağlayan bir yetenek, duygusal zekâ kavramında kendisini göstermektedir. Kişiler arası ilişki becerisi ise bir liderin sahip olması gereken önemli bir özelliğidir. Bu nedenle duygusal zekâ kavramı, liderlikte araştırma konusu yapılmaktadır. Bu kitapta liderlik yaklaşımları, tarihî süreçte kısaca incelenmiştir. Bunun yanında küreselleşmenin yoğun olarak yaşandığı günümüz dünyasında vazgeçilmez olan, değişimi ve dönüşümü ön planda tutan dönüşümcü liderlik yaklaşımı ve beraberinde değerlendirmeye alınan geleneklere ve kurallara dayalı, etkileşimci liderlik yaklaşımı detaylı olarak incelenmiştir. Bu kapsamda Türk yöneticilerinde duygusal zekânın, bu iki tarz liderlik üzerindeki etkisi ve sosyo demografik değişkenler açısından farklılıkları araştırılmıştır.