Edebiyat Bilimi ve Eleştiri

Stok Kodu:
9799758274658
Boyut:
13.00x21.00
Sayfa Sayısı:
256
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9799758274658
394473
Edebiyat Bilimi ve Eleştiri
Edebiyat Bilimi ve Eleştiri
18.00

"Bakmak" ve "görmek" farklı eylemlerdir. "Görmek"te bir düşünmek, algılamak, anlamak, anlamlandırmak, kestirmek, görüşmek anlamları da var. Bir filmi görmek o filmi izlemek demektir, bakmak değil; "Fransa'yı gördüm" demek, "Fransa'yı gezdim" anlamını da içerir. Bir görüşe sahip olmak, bir düşüncenin sonucudur. Bakarsınız, ama göremeyebilirsiniz. Bir resme bakılır, ama bir resim okunabilir de. Bakmak gözün eylemi, okumak beynin eylemidir. Bir bebek bakar, ama görmez, görmeye başladığı andan itibaren algılamaya başlamış demektir. Bakmak, belki okumaya, düşünmeye açılan ilk penceredir. Okursunuz, ama anlamayabilirsiniz, çünkü bakmışsınızdır. Eleştiri de ciddî bir okuma, anlama ve değerlendirme edimidir. Okumak, bir dikkati, bir özveriyi gerektirir. Tersi durumunda okuyan, bakıp geçendir, ayaküstü "mâlumât" edinendir. Okumayı ciddi almadan ciddi bilgiler edinilemez. İnsanlar yüz yüze göz ile de, el ile de, gözleriyle de, gönül ile de iletişim kurabilir. Okuyucu/eleştirmen ise, bitmiş tükenmiş, iki kapak arasına sıkılaştırılmış sözceler karşısındadır. İnsan/yazar, kalbinden geçenlerle, kulaktan dolma "malumat"larla yargılanamaz. Ancak dil insanı ele verir. Öyleyse eleştirinin ilk ilkesi önce "dil"i, "söylem"i, "eylem"i gözlemek olacaktır. Bu yazarın görevi "yazmak"tır: Canının istediğini yazar, "keyfi" davranabilir. Ama okuyucu/eleştirmenin "keyiflilik" ve "ilkesizlik" gibi bir lüksü yoktur. Okuyucu/eleştirmen sövmek, övmek, "gagalamak" peşinde olamaz: Önce anlamak, sonra anlatmak, anlamlandırmak, değerlendirmek durumundadır.

"Bakmak" ve "görmek" farklı eylemlerdir. "Görmek"te bir düşünmek, algılamak, anlamak, anlamlandırmak, kestirmek, görüşmek anlamları da var. Bir filmi görmek o filmi izlemek demektir, bakmak değil; "Fransa'yı gördüm" demek, "Fransa'yı gezdim" anlamını da içerir. Bir görüşe sahip olmak, bir düşüncenin sonucudur. Bakarsınız, ama göremeyebilirsiniz. Bir resme bakılır, ama bir resim okunabilir de. Bakmak gözün eylemi, okumak beynin eylemidir. Bir bebek bakar, ama görmez, görmeye başladığı andan itibaren algılamaya başlamış demektir. Bakmak, belki okumaya, düşünmeye açılan ilk penceredir. Okursunuz, ama anlamayabilirsiniz, çünkü bakmışsınızdır. Eleştiri de ciddî bir okuma, anlama ve değerlendirme edimidir. Okumak, bir dikkati, bir özveriyi gerektirir. Tersi durumunda okuyan, bakıp geçendir, ayaküstü "mâlumât" edinendir. Okumayı ciddi almadan ciddi bilgiler edinilemez. İnsanlar yüz yüze göz ile de, el ile de, gözleriyle de, gönül ile de iletişim kurabilir. Okuyucu/eleştirmen ise, bitmiş tükenmiş, iki kapak arasına sıkılaştırılmış sözceler karşısındadır. İnsan/yazar, kalbinden geçenlerle, kulaktan dolma "malumat"larla yargılanamaz. Ancak dil insanı ele verir. Öyleyse eleştirinin ilk ilkesi önce "dil"i, "söylem"i, "eylem"i gözlemek olacaktır. Bu yazarın görevi "yazmak"tır: Canının istediğini yazar, "keyfi" davranabilir. Ama okuyucu/eleştirmenin "keyiflilik" ve "ilkesizlik" gibi bir lüksü yoktur. Okuyucu/eleştirmen sövmek, övmek, "gagalamak" peşinde olamaz: Önce anlamak, sonra anlatmak, anlamlandırmak, değerlendirmek durumundadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat