Fransız varoluşçuluğunun öncüsü Sartre, 1934'te gittiği Berlin Enstitüsü'nde Edmund Husserl'in çalışmalarıyla filizlenen fenomenoloji hareketiyle yakından ilgilenmiştir. Buradaki çalışmalarında bilinç ve Ego kavramlarının ayrıntılı bir fenomenolojik analizine girişir ve kendi konumunu Husserl'inkinden ayırt etme ihtiyacı hisseder. Çok geçmeden Husserl felsefesinde nelere katılmadığını açıklayan Ego'nun Aşkınlığı'nı kaleme alır. İlk kez 1936'da yayımlanmış bu eser, Sartre'ın düşünsel dönüşümünü takip etmek açısından oldukça önemlidir.
Fransız varoluşçuluğunun öncüsü Sartre, 1934'te gittiği Berlin Enstitüsü'nde Edmund Husserl'in çalışmalarıyla filizlenen fenomenoloji hareketiyle yakından ilgilenmiştir. Buradaki çalışmalarında bilinç ve Ego kavramlarının ayrıntılı bir fenomenolojik analizine girişir ve kendi konumunu Husserl'inkinden ayırt etme ihtiyacı hisseder. Çok geçmeden Husserl felsefesinde nelere katılmadığını açıklayan Ego'nun Aşkınlığı'nı kaleme alır. İlk kez 1936'da yayımlanmış bu eser, Sartre'ın düşünsel dönüşümünü takip etmek açısından oldukça önemlidir.